ZAMAN

İnsan yaptığı, deneyimlediği, ölçümlemek istediği her anın tanımlamasını yapmak için zaman diye bir kavram geliştirmiş.

Esasında doğası gereği işleyişi adımlarını bu adımların oluş şeklini anlamak içinde olabilir.

Hayat işleyiş sistemine baktığımızda oluşumların bir tetikleme sistemiyle gittiğini çok rahat görebiliyoruz.

Bir Elma ağaçından örnek vermek gerekirse,

Tohuma uygun bir ortam bulunuyor,

Toprağın verimliliği o ağacın yaratılışına gayesine uygun mu ona bakılıyor.

En uygun hava şartlarını bekliyoruz, Sonra usulüne uygun, tohumu toprağa gömülüyor.

Tohum toprak altında aldığı ısı, vitamin, mineral vb.. şeylerle filizlenmeye başlıyor.

Sonra zaman içerisinde toprak üstüne filizlediği kollarını uzatıyor.

Güneşden aldığı diğer faktörlerle güçlenmeye başlıyor. Sonra meyve veriyor, cinsine göre kırmızı, yeşil, alacalı ve bir çok yöreye/toprağa göre çeşitlilikte, tat da elma çıkıyor.

Bizim, Şu ana kadar deneyimlediğimize göre, insan hangi tekamül evresindeyse dua oluşum süreci buna göre oluşuyor.

Bu oluşum artı yöndede aynı hızda, eksi yöndede aynı hızda oluşuyor.

Örneğin bir şeyin olmasını istiyorsunuz, ancak bununla ilgili hayatınızın o aşamasında karşılayabilecek, değerlendirebilecek, hazmedebilecek bir istidadınız yok, bu şeyin olması size faydadan çok zarar vermesi muhtemeldir. Gerekli donanım/yazılım/hâl/düzen oluşmadan,

Her duanıza anında icabet edilseydi tekamülünüz gereği işin içinden çıkamazdınız!

Muhtemelen hayatınızı cehenneme çevirirdiniz!

Çok istediğiniz bir şey üzerinden örnek vermeye çalıştık. peki! Bilmeden/istemeden, veya bilerek/isteyerek kötü bir davranışın cezasını anında çekseydiniz!

Allah burada kul adı altında var ettiği oluşumunun gayesine uygun olarak, bunu bir nizama bağlamış!

Bu terkip de yeterli oluşumlar bir araya gelmediyse kul bunu süreç olarak algılıyor, veya geldiği kadarıyla icabetin ediyor!

Allah indinde bunun bir zamanı yok! her şey anında “Kün fe yekün”,

Ancak kulun algılama sistemine düşmesine ve bu süreç deki geçen süreye zaman diyoruz!