Yasin Suresi Ne İçin Okunur? Yasin Suresinin Okunuşu ve Faziletleri

Yasin suresi Müslümanların en çok okuduğu surelerden birisi olmakla beraber faziletleriyle de öne çıkmaktadır. Salih amellerinin peşinden gidenler için amel defterini dolduracak en hakikatli ibadetlerden birisi muhakkak ki her gün Yasin suresi okumaktır. Çoğunlukla dinimizde ölenlerin ardından Yasin-i şerif okunur ve ölen kişiye armağan edilir. 

Allah (c.c)’ün kutsal kitabı olan Kuran-ı Kerim’de pek çok Sure ve ayet var iken bazı ayetlerin anlamı manasıyla bizi bambaşka noktalara taşıyabilir. Hepimizin anlayarak okumamız ve hayatımızın rehberi olarak Kuran’ı odak nokta olarak görmemiz gerekmektedir. Bu bağlamda Yasin suresi ölenlerin ardından okunarak bilhassa toplu olarak vefat eden kişinin hayrına gönderilir. 40 Yasin olarak adlandırılan toplanmalar 40 kez Yasin-i şerif okunmasından ötürü böyle adlandırılır. 

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) tarafından da ‘’Şüphesiz ki her şeyde bir kalp vardır. Eğer ki Kuran’ın kalbini arıyorsanız Yasin’e bakın. Yasin’i okuyana sanki 10 kez Kuran’ı hatmetmiş kadar sevap verilir’’ buyrulmuştur. Yasin suresi bu hadis ile beraber Kuran-ı Kerim’in kalbi olarak nitelendirilmiştir. 

Aynı zamanda yine peygamber efendimiz (SAV)’in şehitlik ile Yasin suresini bağdaştırdığı bir hadisi bulunmaktadır. Şöyle ki ‘’Her kim her gece Yasin-i şerif okursa şehit olarak ölür’’ buyrulmaktadır. Her gün Yasin okumanın faziletleri arasında da en dikkat çeken ayrıntı budur. 

Yasin Suresi
Yasin Suresi

Yasin Suresi

Yasin Suresi Kaçıncı Cüzde Yer Alıyor? Neden ve Ne Zaman İndirildi?

Kuran-ı Kerim’i açtığınızda 23.cüzde karşınıza Yasin çıkmaktadır. Yasin suresinin sure sayısı ise 36 olarak kabul edilir. 36.sure olan Yasin suresinin Kuran-ı Kerim’in kalbi olarak anılmasının bir sebebi de pek çok ayrıntılı konuya değinmesidir. Örneğin vahiy ve peygamberliğe dair pek çok konuyu Yasin suresini okuyarak anlayabiliyoruz. 

Diğer taraftan yeniden dirilme, hesap günü ve insan hayatına dair pek çok önemli konuda da Yasin okuduğumuzda bilgi sahibi olabiliyoruz. İşte bu yüzden Yasin-i şerif okumanın fazileti her Müslüman için önem arz ediyor. Neredeyse Kuran-ı Kerim’in tamamını okumuş kadar ecri olması da buna dayanıyor.

41. Sırada inen bir suredir. Büyük bölümünün Mekke’de indirildiği bilinse de 12 ayetinin Medine’de nüzul olduğu tahmin edilmektedir. 

Yasin Suresi Arapça Latince Okunuşu

(1) Yâsîn

(2) VeI Kur’ân-iI hakîm

(3) İnneke IemineI mürseIîn

(4) AIâ sırâtın müstakîm

(5) TenzîIeI azîzirrahîm

(6) Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn

(7) Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü’minûn

(8) İnnâ ceaInâ fî a’nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn

(9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn

(10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü’minûn

(11) innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm

(12) İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn

(13) Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn

(14) İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn

(15) KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey’in in entüm iIIâ tekzibûn

(16) KâIû rabbünâ ya’Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn

(17) Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn

(18) KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm

(19) KâIû tâirüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn

(20) Vecâe min aksaImedineti racüIün yes’â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn

(21) İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn

(22) Vemâ Iiye Iâ a’büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn

(23) Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey’en veIâ yünkizûn

(24) İnnî izen Iefî daIâIin mübîn

(25) İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn

(26) KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ’Iemûn

(27) Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn

(28) Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn

(29) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn

(30) Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye’tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn

(31) EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn

(32) Ve in küIIün Iemmâ cemî’un Iedeynâ muhdarûn

(33) Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’küIûn

(34) Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a’nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn

(35) Liye’küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn

(36) SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’Iemûn

(37) Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn

(38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm

(39) VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm

(40) Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn

(41) Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn

(42) Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn

(43) Ve in neşe’ nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn

(44) İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn

(45) Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn

(46) Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu’ridîn

(47) Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâuIIâhü et’ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn

(48) Ve yekûIûne metâ hâzeI va’dü in küntüm sâdikîn

(49) Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn

(50) FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn

(51) Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn

(52) KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn

(53) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un Iedeynâ muhdarûn

(54) FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ’meIûn

(55) İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn

(56) Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn

(57) Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn

(58) SeIâmün kavIen min rabbin rahîm

(59) VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn

(60) EIem a’hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ’buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn

(61) Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm

(62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta’kıIûn

(63) Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn

(64) lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn

(65) EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn

(66) VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn

(67) VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn

(68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya’kiIûn

(69) Ve mâ aIIemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur’ânün mübîn

(70) Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn

(71) EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn

(72) Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’küIûn

(73) Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn

(74) Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn

(75) Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn

(76) FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na’Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu’Iinûn

(77) EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn

(78) Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm

(79) KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm

(80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn

(81) EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm

(82) İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûIe Iehû kün, feyekûn

(83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey’in ve iIeyhi türceûn.

Yasin Suresi Türkçe Meali Anlamı

  1. Yasin. Bu harfler Kuran’ın mucizelerindendir ve anlamlarını Allah’tan başkası bilemez.
  2. Hikmetli Kur’an’a yemin olsun ki,
  3. Muhakkak ki Sen (ey Muhammed (sav)) peygamberlerdensin.
  4. Düz bir yolda, 
  5. (ve bu Kur’an) Aziz ve Rahîm olan Allah’tan bir vahiydir. 
  6. Babaları öğüt almayan ve bu yüzden (Allah’ın âyetlerinden) gafil kalan bir kavme öğüt vermen için. 
  7. Andolsun ki (azap) onların çoğuna karşı hak olmuştur, artık onlar inanmazlar. 
  8. Gerçekten! Boyunlarına çenelerine kadar demir tasmalar taktık, başları yukarı kalksın. 
  9. Ve önlerine bir parmaklık, arkalarına bir parmaklık koyduk ve dahası, Biz onları örttük; göremesinler diye. 
  10. Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, çünkü onlar inanmazlar.
  11. Sen, ancak Rahmân ve Rahîm olan Allah’tan, görünmeyen bir şekilde sakınan böyle bir kimseye, Müjde ile öğüt verirsin; öyleyse, böylesine mağfiret ve çok cömert bir mükâfatla müjdele. 
  12. Ant olsun ki ölüleri dirilteceğiz ve yaptıklarını ve yaptıklarının arkalarında bıraktıklarını yazacağız. Biz onu apaçık bir Kitapta kuşattık. 
  13. Ve onlara bir misal getir; [Buranın Antakya (Antakiya) olduğu söylenir], kendilerine peygamberler geldiğinde, kasaba sakinlerinin (hikayesini) anlattılar. 
  14. Onlara iki peygamber gönderdiğimizde, ikisini de yalanladılar, biz de onları bir üçüncüsüyle pekiştirdik ve dediler ki: “Gerçekten! Biz sana peygamber olarak gönderildik.” 
  15. Dediler ki: “Biz size peygamber olarak gönderildik.” Kasaba halkı dediler ki: “Siz ancak bizim gibi bir insansınız ve Rahman olan Allah hiçbir şey indirmedi. Sadece yalan söylüyorsun.” 
  16. Peygamberler dediler ki: “Rabbimiz biliyor ki, biz gerçekten sana gönderildik. 
  17. ve bizim görevimiz Mesajı açıkça iletmekten başka bir şey değildir.” 
  18. Kasaba halkı dediler ki: “Senin bizim için bir uğursuzluk olduğuna inanıyoruz. Eğer vazgeçmezseniz ya sizi taşlarız ya da bizden acıklı bir azap alırsınız.”
  19. Elçiler cevap verdiler: “Senin alametin seninledir. (Bunu) dikkate almanız istendiği için mi söylüyorsunuz? Gerçek şu ki, siz haddi aşmış bir toplumsunuz.” 
  20. Bu sırada şehrin uzak ucundan bir adam koşarak geldi ve dedi ki: “Ey kavmim, peygamberlere uyun; 
  21. “Sizden (kendileri için) ücret istemeyen ve hidayete erenlere itaat edi
  22. Beni yaratana ve O’na döndürüleceğinize ne diye kulluk etmeyeyim? 
  23. “Ondan başka ilahlar mı edineyim? Eğer (Allah) bana bir kötülük dilerse, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar. 
  24. Muhakkak ki bu durumda ben apaçık bir sapıklık içinde olmalıyım. 
  25. Gerçekten! Ben senin Rabbine inandım, beni dinle!
  26. Kâfirler onu öldürdüklerinde ona: Cennete gir denildi. Dedi ki: Keşke kavmim bilseydi!
  27. Rabbim (Allah) beni bağışladı ve beni şereflilerden kıldı!
  28. Biz onun ardından kavmine gökten bir ordu indirmedik ve asla göndermeyiz. 
  29. Tek bir Patlama oldu ve aniden sessizleştiler ve hareketsiz kaldılar. 
  30. Yazık insanoğluna! Onlara ne zaman bir elçi gelse onunla alay ederler. 
  31. Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi ve kendilerine dönmediklerini görmediler mi? 
  32. Ama istisnasız hepsi Önümüze getirilecektir. 
  33. Onlara bir işaret ölü dünyadır. Biz onu diriltiriz ve ondan taneler çıkarırız ki ondan yesinler.
  34. Ve orada hurma bahçeleri ve üzüm bağları yaptık ve orada su pınarları fışkırttık. 
  35. Öyle ki, mahsullerinden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler. O halde (Bize) şükretmeyecekler mi? 
  36. Yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve bilmedikleri şeylerden bütün eşeylileri yaratan Allah’ın şanı yücedir! 
  37. Gece onlar için bir ibrettir. Biz gündüzü oradan çekeriz ve işte onlar karanlıklar içindedir. 
  38. Ve güneş onun için bir dinlenme yerine akar. Güçlünün, Bilgenin ölçüsü budur. 
  39. Ay’a, kuru, yaşlı bir hurma dalı şeklinde dönünceye kadar aşamalar koyduk. 
  40. Ne güneşin Ay’ı yakalama gücü vardır, ne de gece gündüzü geçemez. Her biri kendi yörüngesinde süzülür. 
  41. Onlar için bir başka âyet de, bütün zürriyetlerini dolu gemide taşımamızdır. 
  42. sonra onlar için binecekleri gemilere benzer başka gemiler yarattı. 
  43. Dilesek onları suda boğarız, onların feryatlarına kulak verecek yoktur ve onlar da kurtarılmayacaklardır.
  44. Bizden bir rahmet olmadıkça ve bir süre için rahatlık olmadıkça. 
  45. Böyle insanlara: Önünüzden ve sizden öncekilerden sakının ki size merhamet edilsin denildiği zaman onlar buna pek aldırış etmezler. 
  46. Onlara Rablerinden bir âyet gelmez de ondan yüz çevirirler. 
  47. Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiğinden harcayın” denildiğinde, inkar edenler, inananlara: “Allah dileseydi, doyuracağı kimselere mi yedireceğiz?” derler. Sen ancak apaçık bir sapıklık içindesin.” 
  48. Ve derler ki: Eğer doğru sözlü iseniz, bu vaad ne zaman gerçekleşecek? 
  49. Gerçek şu ki, onlar dünya işlerinde tartışırlarken kendilerini yakalayacak büyük bir Patlamadan başka bir şey beklemiyorlar. 
  50. ne vasiyet edebilecekler, ne de evlerine dönebilecekler. 
  51. Ve Sura üflenecek (yani ikinci üfleme) ve bakın! Kabirlerden hemen Rablerine çıkarlar. 
  52. Vay bize! Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı?” Kelimenin tam anlamıyla ağlama yeri) İşte Rahman’ın vaad ettiği ve Elçilerin samimiyetle söyledikleri budur. 
  53. O zaman tek bir Patlama olacak ve hepsi Önümüzde toplanacak. 
  54. Bu gün hiçbir can hiçbir şeyde haksızlığa uğratılmaz ve yaptıklarınızdan başka ceza da almıyorsunuz.
  55. Muhakkak ki o gün cennet ehli sevinçlerle meşgul olacaklardır. 
  56. Onlar ve eşleri hoş bir gölgede tahtlar üzerine yaslanacaklar. 
  57. Orada her çeşitten meyveler ve istedikleri her şey vardır. 
  58. Barış, onlara Rahman olan Rablerinden gelen sözdür. 
  59. Suçlular, bugün kendinizi diğerlerinden ayırın! 
  60. Ey Ademoğulları, size şeytana kulluk etmeyin diye emretmedim mi? Bunun için size apaçık bir düşman mıydı?
  61. ve yalnız Bana kulluk edin! Bu, dosdoğru yoldur.
  62. Ant olsun ki o Şeytan, içinizden bir çoğunu saptırdı. O halde anlamadın mı?
  63. İşte bu, uyarıldığın cehennemdir. 
  64. Hakk’ı inkar ettiğiniz için bugün ateşi kucaklayın.
  65. Bugün ağızlarına bir mühür vuracağız ve elleri Bizimle konuşacak ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecek. 
  66. Eğer bizim vasiyetimiz olsaydı, elbette onların gözlerini silerdik; o zaman Yol için el yordamıyla koşmaları gerekirdi, ama nasıl görmüş olabilirlerdi? 
  67. Ve dileseydik, onları yerlerine sabitlerdik, onları ne ileri gitmekten ne de geri dönmekten aciz kılardık.
  68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılışta güçten sonra güçsüzlükten tersine çeviririz. O zaman anlamayacaklar mı? 
  69. Biz ona (Muhammed’e) şiir öğretmedik. Bu, ancak bir öğüt ve apaçık bir Kuran’dır. 
  70. Yaşayanları uyarması ve bu sözün, kâfirler aleyhine gerçekleşmesi içindir. 
  71. Görmüyorlar mı ki, Ellerimizin yarattığı şeylerden onlar için sığırları yarattık, böylece kendilerine malik oldular. 
  72. Ve biz onları bir kısmını binek olarak alsınlar ve bir kısmını yesinler diye, onlara uysalca boyun eğdirdik. 
  73. Onlardan çeşitli faydalar ve içecekler elde ederler. O halde şükretmeyecekler mi? 
  74. Kendilerinden yardım göreceklerini umarak Allah’tan başka ilahlar edindiler. 
  75. Onlara yardım etmek onların elinde değildir; fakat onlar (ibadet edenler) onlara karşı bir ordudur. 
  76. Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz Biz, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını her şeyi biliriz. 
  77. İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmez mi? o açıkça tartışmalı mı? 
  78. Ve Bize bir misal getirdi ve yaratılış gerçeğini unuttu ve dedi ki: Bu kemikler çürüyüp gitmişken kim diriltecek? 
  79. De ki: Ey Muhammed (sav) “Onları ilk defa yaratan diriltecektir! Ve O, her mahlûku bilendir!
  80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateşi çıkarandır, işte bakın! Ve siz ondan ateş yakarsınız. 
  81. Gökleri ve yeri yaratanın, onların benzerlerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet, gerçekten O, Yüce Yaratıcıdır. 
  82. Bir şeyi dilediği zaman ona sadece Ol buyurur ve o da oluverir.
  83. Her şeye hakim olan O kutsaldır ve hepiniz O’na çağrılacaksınız.

Yasin Suresi Faziletleri Sırları

  • Makal bin Yaşar (RA), Peygamber’in (SAS) şöyle buyurduğunu nakleder: ‘Yasin Suresi, Kuran’ın kalbidir. Kim onu ​​Allah rızası için ve ahiret için okursa mağfiret olunur. Onu ölülerinizin üzerine okuyun.
  • Enes (RA) hadisinde, onu (Yâsin Suresini) bir defa okuyanın, Kur’an’ı on defa okumak gibi olduğu kaydedilmiştir. 
  • Cundub (r.a) hadisinde, kim onu ​​geceleyin Allah’ın rızasını umarak okursa bağışlanacağı rivayet edilir. 
  • Ebu Derda (RA), ölmekte olan bir kişinin yanında Yasin Suresini okuyanın ölümünün kolay olacağını rivayet ediyor. 
  • Abdullah bin Zubair (RA), herhangi bir özel ihtiyaç için Suresi Yasin okursa, o zaman yerine getirileceğini anlatıyor. 
  • Haris bin Ebu Umama geleneğinde, her kim Yasin Suresini okursa, o zaman korku içindeyse, huzur ve güvenlik kazanacaktır. Hastaysa şifa bulur. Aç kalırsa Allah onu besler.
  • Ata’nın (RA) rivayetinde, Peygamber (SAS)’in, ‘Kim günün başlangıcında Yasin Suresini okursa, akşama kadar rahatlık ve iyilik içinde olur. Kim onu ​​akşam okursa, ertesi sabaha kadar rahatlık ve iyilik içinde olur.

Yasin Suresi Şifa İçin Mi Okunur? 

Yasin-i şerif en çok vefat edenlerin ardından okunduğu için aslında bu amaca hizmet ediyormuş gibi bir algı oluşmuş durumda. Fakat hastalıklar için, aman bulunamayan dertler için de şifa niyetine okunabiliyor. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(SAV) hadis-i şerifinde ‘’Dişin ağrıdığında şehadet parmağını ağrıyan dişinin üzerine koy ve Yasin suresinin sonlarını okumaya başla. Sonuna kadar oku ve Allah(c.c)’nün şifayı nasıl sana verdiğini gör’’ buyuruyor. 

Buradan anlaşılıyor ki aslında Yasin-i şerif şifa için de okunabiliyor. Başka bir rivayete göre de ‘’Ölüm döşeğinde ya da ölüme yaklaşmış olan hastalarınızda bile Yasin-i şerif kıraat etmeyi sürdürünüz’’ buyruluyor. Hem amansız hastalıklara, hem ölüm döşeğinde olan kişilere hem de ölenlerin ardından Yasin-i şerif okuyup armağan etmek en doğru davranışlardan birisi oluyor. 

Ölen Birisinin Ardından Yasin Okunur Mu?

Yasin-i şerif okunacak denildiğinde insanların aklına ilk olarak ölen birisi geliyor. Bunun nedeni Müslümanların ölülerinin ardından Yasin okumalarıdır. Aynı zamanda ölüm döşeğinde, artık canıyla cebelleşen ve Azrail’i beklediği umulan hastalara da Yasin suresi okunmasında bir sakınca yoktur. Aksine amansız dertlere bile şifa olması açısından önerilir. 

Yine ölüm döşeğinde olan ve hakkın rahmetine kavuşmak üzere olan kişilerin yattıkları yerde sağ tarafına doğru dönük bir biçimde ve bu şekilde de kıbleye dönmüş vaziyette olmaları önemlidir. Müstehap davranışlar arasında sayılan bu detayı peygamber efendimiz(SAV) ‘’Ölmek üzere olanlarınıza lâ ilâhe illallah demesini nasihat edin’’ buyuruyor. 

Ölenlerin ardından Yasin okunması ile ilgili de kaynak aldığımız, rehber edindiğimiz kişi peygamberimiz oluyor. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed ‘’Her kim ki Kuran’ın kalbi olan Yasin-i şerifi okuyorsa ona ahiret hayatında saadet verilir. Allah(c.c) ona mağfiret eder. Siz de ölenlerinizin ardından Yasin okumayı ihmal etmeyiniz’’ buyurmuştur. 

Ayrıca ölülerin ardından Yasin-i şerif okunmasıyla ilgili olarak yalnızca okuyana değil, okunana da ne kadar faziletli olduğunu şu hadise bakarak anlayabiliyoruz. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) ‘’Eğer ki ölmüş olan annenize, babanıza kabir ziyareti yapar ve onun kabrine Yasin suresini okursanız Allah (c.c) mezarda yatan her kim ise onu hemen affeder’’ buyurmaktadır. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap