Yasin Suresi Arapça Latince Okunuşu! Faziletleri Sırları, Anlamı! Ölenin Arkasından Okunan Dua

Yasin Suresi, genellikle vefat eden kişilerin ardından okunur ki çok faziletlidir, ölen kişi için de çok değerlidir. Aslında zaman ayırıp bu sureyi düzenli şekilde okumak sevaplarımızı artıracak bir ibadet olacaktır. Yasin Suresinin Arapça Latince okunuşu, Türkçe anlamı, faziletleri ve sırlarını sizler için derledik.

Rabbimiz, Yüce Kitabımızı bize gönderirken her birinde ayrı bir öğreti sunmuştur. Buradaki emirleri, eksiksiz şekilde uygulayarak yaşamımıza adapte etmemiş gerekir. Şüphesiz surelerin hepsi ayrı ayrı spesifikasyonlara sahip. Bu surenin en büyük sırlarından biri de, ALLAH’ın Resulünü Peygamberimiz (S.a.v) Yüce Kitabımızın kalbi olarak Yasin Suresini nitelemiştir. Hatta hangi mümin bu sureyi tam olarak okursa, Rabbi o kuluna Kur’an-ı Kerim’i 10 sefer okumuş kadar amel defterine iyi yazar buyurmuştur. Kitabımızın kalbi olan bu sureyi gece vakti okuyan bir mümin, eğer hayatını kaybederse şehitlik unvanı kazanır. Her Müslüman’ın rüyası, hayali, bu fani dünyadan şehit olarak vefat etmek ve Rabbinin yanına en yüksek mertebede gidebilmektir.  

Yasin Suresi Ne Zaman, Nerede ve Nasıl İndi?

Yasin Suresi, Mekke’de inmiştir. Bazı kaynaklarda birkaç ayetinin Medine’de indiği de söylenmektedir. Adını da birinci ayetten alır. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e 41. Sure olarak inmiştir ama normal listelemede 36. Sıradadır. Nuzül nedeniyle ilgili net bir bilgi günümüzden bugüne ulaşmamıştır.

Yasin Suresi

Yasin Suresi Arapça Latince Okunuşu

Rahman ve Rahim Olan ALLAH’ın Adıyla

    1. Yâsîn

    2. Vel Kur’ân-il hakîm

    3. İnneke leminel murselîn

    4. Alâ sırâtin mustakîm

    5. Tenzîlel azîzirrahîm

    6. Litunzira kavmen mâ unzire âbâuhum fehum gâfilûn

    7. Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fehum lâ yu’minûn

    8. İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehum mukmehûn

    9. Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubsirûn

    10. Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn

    11. innemâ tunziru menittebeazzikra ve haşiyerrahmâne bilgaybi febeşşirhu bimağfiretiv ve ecrin kerîm

    12. İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn

    13. Vadrib lehum meselen ashâbel karyeh. İz câehel murselûn

    14. İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ ileykum murselûn

    15. Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn

    16. Kâlû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum lemurselûn

    17. Vemâ aleynâ illel belâgul mubîn

    18. Kâlû innâ tetayyernâ bikum lein lem tentehû le nercumennekum vele yemessennekum minnâ azâbun elîm

    19. Kâlû tâirukum meakum ein zikkirtum bel entum kavmun musrifûn

    20. Vecâe min aksalmedineti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiul murselîn

    21. İttebiû men lâ yeselukum ecran ve hum muhtedûn

    22. Vemâ liye lâ a’budullezî fetarenî ve ileyhi turceûn

    23. Eettehizu min dûnihî âliheten in yuridnirrahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey’en velâ yunkizûn

    24. İnnî izen lefî dalâlin mubîn

    25. İnnî âmentu birabbikum fesmeûn

    26. Kîledhulil cennete, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn

    27. Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mukremîn

    28. Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cundin minessemâi vemâ kunnâ munzilîn

    29. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhum hâmidûn

    30. Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn

    31. Elem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn

    32. Ve in kullun lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn

    33. Ve âyetun lehumul ardul meytetu ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûn

    34. Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn

    35. Liye’kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim efelâ yeşkurûn

    36. Subhânnellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul ardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn

    37. Ve âyetun lehumulleyu neslehu minhunnehâre fe izâhum muzlimûn

    38. Veşşemsu tecrî limustekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm

    39. Velkamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm

    40. Leşşemsû yenbegî lehâ en tudrikel kamere velelleylu sâbikunnehâr ve kullun fî felekin yesbehûn

    41. Ve âyetul lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn

    42. Ve halâknâ lehum min mislihî mâ yarkebûn

    43. Ve in neşe’ nugrıkhum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn

    44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn

    45. Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn

    46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn

    47. Ve izâ kîle lehum enfikû mim mâ rezakakumullâhu, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımu menlev yeşâullâhu et’ameh, in entum illâ fî dalâlin mubîn

    48. Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn

    49. Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzuhum vehum yehissimûn

    50. Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn

    51. Ve nufiha fîssûri feizâhum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn

    52. Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânu ve sadekal murselûn

    53. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hum cemî’un ledeynâ muhdarûn

    54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şeyen velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ’melûn

    55. İnne ashâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn

    56. Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn

    57. Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûn

    58. Selâmun kavlen min rabbin rahîm

    59. Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn

    60. Elem a’hed ileykum yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû lekum aduvvun mubîn

    61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm

    62. Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn

    63. Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn

    64. lslevhel yevme bimâ kuntum tekfurûn

    65. Elyevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn

    66. Velev neşâu letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yubsirûn

    67. Velev neşâu lemesahnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn

    68. Ve men nuammirhu nunekkishu filhalkı, efelâ ya’kilûn

    69. Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yenbegî leh in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn

    70. Liyunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn

    71. Evelem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydîna en âmen fehum lehâ mâlikûn

    72. Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rekûbuhum ve minhâ ye’kulûn

    73. Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurûn

    74. Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn

    75. Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûn

    76. Felâ yahzunke kavluhum. İnnâ na’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn

    77. Evelem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin feizâ huve hasîmun mubîn

    78. Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm

    79. Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve huve bikulli halkın alîm

    80. Ellezî ceale lekum mineşşeceril ahdari nâren feizâ entum minhu tûkidûn

    81. Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîm

    82. İnnema emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kun, feyekûn

    83. Fesubhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

Yasin Suresi Türkçe Meali Anlamı

  1. Yasin
  2. Hikmet zengini Kur’an’a ant olsun!
  3. Muhakkak ki Sen ey Muhammed! Elçilerdensin.
  4. Doğru yol üzerindesin.
  5. Bu, Rahman ve Rahîm olan Allah’tan bir vahiydir.
  6. Böylece ataları uyarılmamış ve gafiller olan bir toplumu uyarasın.  
  7. Çoğunluğuna karşı azap hükmü hak olmuştur, çünkü onlar asla inanmazlar.
  8. Ant olsun, biz onların boyunlarına prangalar taktık ve onlar çenelerinde oldukları için başları havadadırlar
  9. Ve önlerine bir set koyduk, arkalarına da bir set koyduk ve üzerlerini örttük görmezler.
  10. Onları uyarsan da uyarmasan da birdir, asla inanmazlar.
  11. Sen ancak tebliğe uyan ve görmeden Rahman’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. Öyleyse onu mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.
  12. Muhakkak ki, ölüleri dirilten, ortaya koyduklarını ve geride bıraktıklarını ve her şeyi apaçık bir kitapta saydığımız şeyleri kaydeden biziz.
  13. Ey Peygamber! Kendilerine elçiler geldiği zaman, onlara bir şehrin sakinlerinden örnek ver.
  14. Biz onlara iki tane gönderdik de onları yalanladılar, biz de onları bir üçüncüsüyle destekledik ve “Gerçekten biz size elçileriz” dediler.
  15. İnsanlar dediler ki: “Siz de bizim gibi bir insansınız ve Rahman hiçbir şey indirmedi. Sadece yalan söylüyorsun!”
  16. Elçiler cevap verdi: Rabbimiz biliyor ki, gerçekten sana gönderilmişiz.
  17. Bizim görevimiz ise sadece mesajı net bir şekilde iletmek.
  18. Dediler ki: “Gerçekten biz seni bir uğursuzluk olarak görüyoruz. Eğer bundan vazgeçmezsen, seni taşlarız ve elbette bizden sana acıklı bir azap dokunur.”
  19. Haberciler, “Kötü alametiniz içinizde yatıyor. Bunu sana gerçeği hatırlattığın için mi söylüyorsun? Doğrusu siz aşırıya kaçan bir kavimsiniz.”
  20. Ve şehrin en uzak ucundan koşan bir adam geldi. “Ey kavmim, elçilere uyun” dedi.
  21. Senden ödül istemeyen ve doğru yola hidayet edilenlere uy.
  22. Beni yaradan Rabbime ve sizi kendisine tekrar döndürene neden ibadet etmeyeyim?
  23. Rahman bana bir sıkıntı dilerse, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve onlar beni kurtaramazlarken, O’ndan başka sahte ilahlar mı edineyim?
  24. Doğrusu ben o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurdum.
  25. Doğrusu ben Rabbinize inandım, beni dinleyin.
  26. Ama onu öldürdüler, sonra melekler ona, “Cennete girin!” denildi. “Keşke halkım bilseydi” dedi.
  27. Rabbimin beni nasıl bağışladığını ve beni şereflilerden kıldığını bilir.
  28. Biz, onun vefatından sonra kavmine karşı gökten asker göndermedik ve göndermemize de gerek yoktu.
  29. Tek gereken güçlü bir patlamaydı ve bunlar bir anda söndürüldü.
  30. Ah yazık, böyle varlıklar! Onlara alay edilmeden hiçbir elçi gelmedi.
  31. İnkârcılar, kendilerinden önce bir daha dirilmeyen nice kavmi helak ettiğimizi görmediler mi?
  32. Ve ant olsun ki, onların hepsi, önümüze getirileceklerdi.
  33. Ve onlar için bir işaret ölü topraktır. Biz onu dirilttik ve ondan tahıl çıkardık ve ondan yerler.
  34. Ve orada hurma ve üzüm bağlarından bahçeler yerleştirdik ve orada pınarlar fışkırttık.
  35. Öyle ki, kendi elleriyle yapmadıkları meyvesinden yesinler. O zaman şükretmeyecekler mi?
  36. Toprağın ürettiğini, cinsini ve bilmediklerini, her şeyi çift çift yaratan Allah’ın şanı yücedir!
  37. Onlar için gecede de bir ibret vardır: Biz ondan gündüzü sıyırırız, sonra bakın bir anda karanlık içindedirler.
  38. Güneş sabit süresi boyunca hareket eder. Bu, her şeye Kadir ve her şeyi Bilen’in tasarımıdır.
  39. Ve ay! Biz ona, eski hurma sapı gibi görünüp dönünceye kadar evreler belirledik.
  40. Güneşin aya ulaşması caiz değildir, gece gündüzü geçmez, her biri farklı yörüngede gezer.
  41. Onlar için bir başka delil de, atalarını (Nuh ile birlikte) dolu gemide taşımamızdır.
  42. Ve onlar için bindikleri şeyin bir benzerinden yarattık.
  43. Ve dilersek onları suda boğabiliriz! O zaman onlar için bir feryada icabet eden olmazdı, onlar da kurtulamazlardı.
  44. Ancak bizden bir rahmet ve bir süreye kadar rızık almak için kurtarıldılar.
  45. Yine de kendilerine yüz çeviriyorlar, merhamete eresiniz denildiği zaman önünüzden ahirette ve arkanızda yok olan milletlerden sakının.
  46. Onlara Rablerinden bir mucize geldiği zaman ondan yüz çevirirler.
  47. Onlara, “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden bağışta bulunun” denildiğinde, kâfirler, müminlere: “Allah’ın dilediği takdirde yedirdiği kimselere niçin yedirelim? Sen apaçık bir hatasın!”
  48. Ve müminlere sorarlar: “Söyledikleriniz doğruysa, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?”
  49. Onları yakalayacak olan tek bir patlamayı bekliyor.
  50. Onlar ne bir öğüt verebilirler, ne de kavimlerine dönebilirler.
  51. Sura “ikinci defa” üflenir, sonra bakın ve görün kabirlerden Rablerine koşarlar.
  52. Ağlayacaklar, “Vay bize! Bizi oturduğumuz yerden kim kaldırdı? Bu, Rahman-ı Kerîm’in bizi uyardığı şey olsa gerek! Elçiler doğruyu söyledi!”
  53. Tek bir patlamadan başka bir şey olmayacak ve hepsi birden önümüze getirilecek.
  54. O gün hiçbir nefse zerre kadar zulmedilmez ve yaptıklarınızdan başka bir mükâfat da görmezsiniz.
  55. Muhakkak ki o gün Cennet ehli, eğlenmekle meşgul olacaklardır.
  56. Onlar ve eşleri, serin gölgede, sedirlere yaslanacaklar.
  57. Orada onlar için meyve vardır ve diledikleri de onlar içindir.
  58. Ve barış! Rahman olan Rab’den onların selamı olacaktır.
  59. Sonra kâfirlere: Bu gün müminlerden uzaklaşın ey zalimler!
  60. Ey Âdemoğulları, size şeytana uymamanızı emretmedim mi? Çünkü o gerçekten sizin yeminli düşmanınızdır.
  61. Ama sadece bana ibadet etmek! İşte bu, doğru yoldur
  62. Ve o, yaratılanların çoğunu aranızdan saptırmıştı, artık aklınızı kullanmadınız mı?
  63. Bu, uyarıldığın cehennemdir.
  64. İnkârınızdan dolayı bugün onu yakınız.
  65. Bugün onların ağızlarını mühürleyeceğiz, elleri Bizimle konuşacak ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecek.
  66. Dileseydik, onların gözlerini kolayca kör ederdik de yollarını bulmakta zorlanırlardı. O zaman nasıl görebilirlerdi?
  67. Ve dileseydik, onları anında değiştirirdik.
  68. Kime uzun ömür verirsek, yaratmada onu tersine çeviririz yani anlamayacaklar mı? Öyle ki, ne ileri gidebilirler, ne de geri dönebilirler.
  69. Biz ona şiir öğretmedik, ona da yakışmaz. Bu Kitap ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
  70. Gerçekten yaşayanları uyarmak ve kâfirlere karşı azap hükmünü yerine getirmektir.
  71. Başka şeylerin yanında, kendi kontrolleri altında bulunan hayvanları da tek başımıza yarattığımızı görmüyorlar mı?
  72. Ve biz bu hayvanları onların emrine verdik ki, kimine binsinler, kimini yesinler.
  73. Ve onlardan başka faydalar sağlasınlar ve içecekler elde etsinler. O zaman şükretmeyecekler mi?
  74. Yine de kendilerinden yardım görmelerini umarak Allah’tan başka ilahlar edindiler.
  75. Putlara adanmış muhafızlar olarak hizmet etseler de, putperestlere yardım edemezler.
  76. O halde onların sözleri seni üzmesin ey Peygamber! Doğrusu Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
  77. İnsanlar, kendilerini bir damladan yarattığımızı görmezler mi? Sonra bakın açıkça Bize meydan okuyorlar mı?
  78. Ve yaratıldıklarını unutarak, “Çürük kemikleri kim diriltecek?” diyerek Bizimle tartışıyorlar.
  79. De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltecektir ve O, bütün mahlûkatı bilendir.”
  80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateşi yaratan, sonra da ondan tutuşturandır.
  81. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil mi? Evet öyle ve O, bilen Yaratıcıdır.
  82. O’nun emri, ancak bir şeyi dilediği zaman, ona Ol dediği zaman olur ve o da oluverir.
  83. Her şeyin mülkü elinde olan ne yücedir ve O’na döndürüleceksiniz.

Yasin Suresinin Faziletleri ve Sırları Nelerdir?

  • Günün başında Yasin Suresini okuyan kişi, tüm ihtiyaçlarını zorlanmadan karşılar.
  • Yasin Suresi’ni okuyan kişinin cenazesinde 30.000 melek mağfiret diler ve mezara kadar kendisine eşlik eder. O kişi kabre konulduğunda onun için dua eder ve Cenabı Hakk’tan o kişiyi hayatın zorluklarından kurtarmasını ister. Kıyamet günü o kişi Peygamberlerle beraber olacaktır.
  • Yasin Suresini okuyan ve ezberleyen kişi Allah’ın Nimetlerinin gölgesinde olacaktır.
  • Rabbi, sureyi okuyanın bu dünyada ve ahirette de statüsünü yükseltir.
  • Kalbim, ümmetimin herkesin kalbinde Yasin Suresi’nin bulunmasını istiyor.
  • Bu sureyi okuyanın kalbine düşman korkusu gelmez. Dünyevi engellerin korkularından kurtulur.
  • Bir hadise göre Cuma günü Yasin Suresini okuyan ve Allah’tan bir şey isteyen kişinin Duasının cevaplandığı söylenir.
  • Kim Yasin’i bir kez okursa, Allah Kuran’ı on kez okumanın sevabını yazar.
  • Kim geceleyin Allah’ın rızasını umarak Yasin Suresini okursa, o gece bağışlanır.
  • Ayrıca vefat eden bir müminin ölümü daha rahat olur.
  • Her kim ki Yasin Suresini okursa, o zaman korku içindeyse, huzur ve güvenlik kazanacaktır. Hastaysa şifa bulur. Aç kalırsa Allah onu besler.

Yasin suresi Tefsiri

1) Diriliş ve öldükten sonra dirilme inancı.

2) Belirli bir şehrin halkının olayı.

3) Rabbinin birliğinin delilleri.

Yasin Suresi, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e gönderilen vahyin ve O’nun elçiliğinin sağlamlığını kanıtlayan Kur’an-ı Kerim üzerine yapılan yeminle başlar. Daha sonra dalâlet ve batılda kalan ve son Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’i yalanlayan Kureyş kâfirlerine atıfta bulunulur. Bundan dolayı Allah’ın azabına uğradılar.

Daha sonra peygamberlerini yalanlayan şehir halkının (Antakiyye-Antakya) olayı anlatılır ki, kendilerine verilen ceza aynı yolu benimsemek isteyenlere ibret olsun.

Sure, Allah’ın büyük kudretinin delillerini ve delillerini ve O’nun hiçbir ortağı olmayan olduğunu da vurgulamaktadır. Ahiret, Kıyamet Günü, Cennet ve Cehennem konuları da ayrıca ele alınmaktadır. Cennete girme bahtiyarlığına uğrayacak olanlar ile Cehenneme mahkûm olanlar da zikredilmiştir. Sure, ‘Kıyamet ve intikam’ konusu ile son bulur ve bunlara deliller getirir. Allah, sureye bu harflerle başladığı için sureye ‘Sura Yasin’ adı verilmiştir.

Ölen Bir Kişinin Ardından Yasin Suresi Okunur mu?

Eğer bir kişi artık ölüme çok yaklaştıysa, kesin gözüyle bakılıyorsa, yaşamını yitirmeden evvel sağ tarafına ve kıbleye doğru yatış yapması uygundur. Hatta ALLAH’ın Resulü bununla ilgili: Ölümü çok yakın olan müminlere “La ilahe illallah” diye söylemesini isteyin buyurur.

O Müslüman eğer vefat ettiyse ve Kur’an-ı Kerim’in kalbi olan bu sureyi okursa ve Rabbinden ahiret için mutluluk isterse Mevla o kişinin günahlarını bağışlar. Bu yüzden ölenlerin ardından okunması gerekir.

Başka bir hadisi şerifte: Sadece ölüm günü değil, düzenli olarak Cumaları giderek o kişinin kabrinde Yasin Suresini okumayı sürdürürse, Rabbi o kabirdeki kişiyi affeder.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap