Kul Hakkı Nedir? Kul Hakkına Girenin Affı Var Mı?

İslamiyet için en önemli konu başlıklarından birisi kul hakkıdır. Çünkü Allah(c.c) tüm günahları ayrı bir kefeye koyup bunları bağışlarken, kul hakkını bağışlamamaktadır. Kul hakkını yalnızca kula tayin etmiştir ve bağışı hakkı yenen kişi tarafından yapılabilmektedir. Maddi ve manevi konularda kul hakkına girmeniz durumunda Allah’tan af dileseniz dahi bunun sonucu karşılıksız olacaktır.

Yalnızca telafi ile affı mümkün olup burada da hakkı yenen kişinin kararı baki olur. Allah (c.c) bizleri yarattıktan sonra tüm yanlışlara sapmamıza, tüm hataları yapmamıza ve bin bir musibet ile karşı karşıya kalarak yanlış kararlar vermemize olanak tanımıştır. Fakat en merhametli ve en bağışlayıcı olan O olduğundan pişman olan hiçbir kulunu rahmetinden esirgemez. Buna dâhil etmediği tek şey ise kul hakkıdır.

Her ne kadar insanların büyük çoğunluğu kul hakkını münferit olarak bir kişiye yapılan kötülük olarak algılasa da aslında çok dikkatli bir yaşam sürmemiz gerektiğini bize hatırlatabilir. Eğer ki yanlış park ettiğiniz bir arabadan ötürü yol tıkanır, insanları yolundan ederseniz bu o yolda bekleyen herkesin kul hakkına girmek olacaktır. Yine yanlış yaptığınız bir işlemden ötürü insanların vaktini çalmanız, insanları zarara uğratmanız gibi durumlarda da kul hakkı sizin boynunuza olur.

Yaşanan bir olayın ardından aslı astarı belli olmayan dedikodularla birisini zan altında bırakmak en büyük günahlar arasındadır ve kul hakkına girer. Hatta birisinin kişiliğini alaşağı edip ona hakaret etmeniz bile bir noktada onun kul hakkına girmek olarak tanımlanabilir. Böyle hassas bir kantara sahip olan kul hakkı her Müslüman’ın muhakkak kaçınması gereken en büyük günahlar arasındadır.

Kul hakkıyla ilgili olarak peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) tarafından ‘’Eğer ki bir din kardeşinizle aranızda mala, ırza veya namusa dair bir husumet varsa, eğer ki onun hakkı size geçtiyse kıyamet günü gelip çatmadan önce ondan helallik alın. O gün ki ne altının bir önemi olacak ne de gümüşün. O gün geldiğinde kimin hakkı üzerinizdeyse Salih amelleriniz alınır onun üzerine verilir. Salih ameliniz yoksa hakkını yediğiniz her kimse onun günahları alınır sizin boynunuza asılır’’ buyurmuştur.

Yani ahiret hayatına adım atarken en sakınmamız gereken günahın kul hakkı olduğu aşikârdır. Nisa suresinin 2.ayetinde de ‘’Temiz olan bir şeyi pis olanla değiştirmeyi, başkasının malını kendinize almayı, başkasının hakkını yemeyi, yetimlerin malını gasp etmeyi bırakın. Bu şüphesiz ki günahların en büyüğüdür’’ buyruluyor.

Kul Hakkına Neler Dâhildir?

Bizler yalnızca Allah (c.c)’ye kulluk eder ve rızkımızı ondan alırız. Bize bu dünyada sahip olduğumuz ya da olacağımız her şeyi O verir. Ancak kulların uyması gereken kurallar İslam şartlarına göre gayet net bir biçimde açıklanmıştır. Buna rağmen başka bir Allah kulunun malına, haysiyetine, ırzına, namusuna göz dikmek, onu gasp etmek Allah katında fazlasıyla karşılığını bulacaktır.

Unutulmamalıdır ki Allah katında yaşanacak olan sorguda bir toplu iğnenin başı kadar bile hak teslimiyetsiz kalmayacak. Hak kimin ise ona verilecek. Hakkı yiyenin ise bunun karşılığında göreceği azap şüphe yok ki O’ndan gelecek. Kul hakkına giren davranışları şu şekilde sıralayabiliriz.

  • Bir kişinin canına kast etmek
  • Bir kişinin malını gasp etmek veya zarar vermek
  • Bir kişiyi korkutmak
  • Bir kişiyi üzmek
  • Bir kişiyi aldatmak
  • Birinden rüşvet almak veya birine rüşvet vermek
  • Birisinin üzerine iftira atmak
  • Bir borcun ödeme süresini uzatmak
  • Bir kişiyi bekletmek ve onun vaktini almak

Aslında kul hakkına giren davranışlar için yüzlerce farklı etkenden söz edilebilir. Birinin canına, malına, zamanına ya da sahip olduğu herhangi bir itibar gibi unvanlara verilebilecek en ufak bir zarar dahi kul hakkı olarak değerlendirilebilir. Sizinle alakasız, bir başkasının hayatında olan bir şeyi hakkınız olmadığı halde almak ya da değerini yitirmesini sağlamak olarak özetleyebiliriz.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) hadisinde ‘’Sizler gibi ben de beşerim. Bazen sizlerin muhakemesini sağlamamam için bana başvurmanız doğrudur. Ama kimisi daha iyi konuşur, kimisi daha iyi anlatır, kimisi ise konuşmaktan dahi korkar. Bunu hak görüp delili saklayan, delili yanlış anlatan, delili görmemi engelleyen her kim varsa verdiğim hüküm burayadır. Birinin hakkını yedikten sonra delili sakladığı için onun lehine karar vermiş olsam bile cehenneme gitmesi için payımı ahirette ayırmışımdır’’ buyuruyor.

Burada da her ne kadar olayları çarpıtırsak çarpıtalım, delilleri ortadan kaldırırsak kaldıralım her şeyi gören, duyan ve bilen Allah(c.c)’nün bize kul hakkıyla ilgili imtihanının asla sonlanmayacağını öğreniyoruz. Kul hakkına girenlerin elbette ki cehennemde yanacağına buradan kanaat getirmek mümkündür.

Kul Hakkının Affı Var Mıdır? Kul Hakkı Ödenir Mi?

Kul hakkının affı yalnızca kula atfedilmiştir. Dolayısıyla Allah (c.c)’ye tevbe etmek, günahlarına af dilemek, kul hakkına girdiği için kefaret istemek yersizdir. Allah (c.c) bağışlayıcıdır ve tüm günahlarınıza merhamet göstereceğini zaten ayeti kerimelerde de açıkça belirtmiştir.

Ancak kul hakkına girmişseniz bunun sorumluluğu yalnızca sizin boynunuzadır. Bunun affı için kimin kul hakkına girdiyseniz ona gitmeli, ondan af dilemeli, ona özürlerinizi iletmelisiniz. Zararını tanzim etmeli ve bu durumun yaşanmasından dolayı ne kadar üzgün olduğunuzu ifade etmelisiniz. Bunlar üzerine kul hakkına girdiğiniz kişi hakkını size helal ederse ne alâ.

Eğer ki kişi hayatını kaybettiyse, kişinin nerede olduğu bilinmiyorsa ve ulaşılamıyorsa bu durumda kendisinden af dileyemeyeceğiniz ve zararını karşılayamayacağınız için bunun niyetine sadakalar vermeli, hayırlar işlemelisiniz. Hayatınız boyunca kul hakkına girdiğiniz kişinin günahı için af dilemek adına hayır yapsanız bile ancak kefareti için denk gelen bir noktaya ulaşabilirsiniz. O da ne kadar hakkı teslim edeceğinizi ahirette anlayacağınız bir sonuca ulaşır.

Sürekli olarak ibadet etmek bile Allah (c.c) nezdinde faziletli olsa da kul hakkına girdiğiniz kişiden dolayı boynunuza asılan günahı aklamaz. Burada yalnızca o kişiden af dileyerek ve zararını gidererek affını sağlayabilirsiniz. Karşınızdaki kişi inat ediyorsa, sizi affetmiyorsa araya başka bir Müslüman sokarak ona ulaşmayı, zararını ödemeyi denemeyi sürdürünüz.

Kul Hakkı Namaz Kılınarak Ödenebilir Mi?

Kul hakkından arınmak isteyenlerin sıklıkla yaptığı ibadetlerden birisi kul hakkı namazıdır. Her ne kadar çok yaygın olsa da bunun aslında var olan bir namaz olup olmadığı çokça kişi tarafından merak ediliyor.

İşte bu noktada da Müslüman kimselerin yaptığı en büyük yanılgı rehberinden sapmaktır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de kul hakkı namazına dair herhangi bir ibare yoktur. Peygamber efendimiz(SAV)’in bize kul hakkı namazı olarak öğüt verdiği namaz şekli yoktur. Dolayısıyla kulluk yalnızca Allah’a yapılır, namaz kılmamız için de belirleyici etken Allah ve O’nun elçisi Hz. Muhammed (SAV)’in ta kendisidir.

Allah’ın ve peygamberinin belirlemediği bir namazı belirlemek, kılarak kul hakkından arındığını düşünmek gaflettir. Kul hakkı namaz ile af olmaz. Yalnızca hakkı yenilen kişinin helalliğiyle üzerinizden kalkar. Karşınızdaki kişi eğer ki size hakkını helal ettiyse işte o zaman 2 rekat şükür namazı kılmanız yerinde olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap