Kıskançlık ve Hasetten Nasıl Kurtuluruz? 

Haset ve kıskançlık en kötü huylar arasında sayılır. İslam’da da yeri yoktur. Hatta öyle ki haset edenler bu geçici dünyadaki hayatlarını hem kendileri hem de çevresindekiler için zindan ederken ebedi hayatlarını da riske atabilirler. Bunu cehenneme götürecek huylar arasında göstermek mümkündür. Haset eden insan kendi hayatına odaklanmak yerine her zaman için Allah’ın başkalarına neler nasip ettiğiyle ilgilenir.

Bununla ilgili Allah’a yönelen, çalışan, çalışmasının karşılığı alanlardan olmak yerine sürekli kıskançlık duygusuyla hareket eden ve nefsine yenik düşen olur. Dolayısıyla Allah bu kullarını sevmez. Hatta kullarına haset ve kıskançlıktan uzak durmayı da hem ayeti kerimede hem de Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in hadis-i şeriflerinde bize aktarır. 

Bu hayatınızın kâbusu olabilecek kıskançlık ve haset aynı zamanda ahiret hayatınızı da riske atabilecek en önemli unsurlardan birisidir. Dolayısıyla kimseye haset etmemeli, kimsenin malını, hayatını veya şartlarını kıskanmamalısınız. İyi bir Müslüman olmak, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in güzel ahlakından pay sahibi olmak bunu gerektirir. 

Haset ve Kıskançlık Nedir?

Haset en kısa tabiriyle kendisine yazılmış kaderi beğenmemek olarak nitelendirilir. Bir kişinin maddi veya manevi içerisinde bulunduğu şartları gördükten sonra benim neden yok, onda var ama bende niye yok dediği an itibariyle haset etmiş olur. Bu ise aslında günahların büyükleri arasındadır. Çünkü bir noktada Allah tarafından ona bahşedilmiş kaderi beğenmeyen, ona karşı çıkan ve memnuniyetsiz olanlar arasına girer. 

Bununla alakalı olarak haset pek çok sevabı yanda götürür şeklinde ifadeler duymak mümkündür. Yani çok sevap işleyen birisinin bile haset etmesi o sevaplarının geçersiz kılınmasına yol açabilir. Ebu Davut tarafından dile getirilen bir deyiş ‘’Nasıl ki ateş odunu yakıp yok ediyorsa, haset de hasenatı yok eden tek şeydir’’ olarak karşımıza çıkıyor. 

Aynı şekilde haset ileri boyutlarda çok daha tehlikeli bir hisse bürünebildiği için de haram kılınmıştır. Örneğin İmam Gazali burada ‘’Haset edenler bir müddet sonra karşı tarafta kıskandığı şeyin ondan gitmesini isterler’’ diyerek çok iyi bir açıklama getirmiştir. Bu ise bir nevi başkasını hayatında kötü bir şey isteme, onun zarar görmesini dileme noktasına tekabül eder. Ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in ümmetinden olan hiçbir kimse bunu bir başkası için talep edemez.

Yine de insanların içini rahatlatan önemli kıstaslardan birisi yine İmam Gazali tarafından dile getirilmiştir. ‘’Kötülükle, hak yiyerek ya da fitneyle kazanılmış bir servet insanın gözünde bu haset için bir unsura dönüşebilir. Burada kişinin zaten haksız yere elde ettiği bir imtiyaz için haset duyulur’’ buyrulmuştur.

Kıskançlık ve Hasetten Nasıl Kurtuluruz? 
Kıskançlık ve Hasetten Nasıl Kurtuluruz? 

İlk Haset Eden Kim?

Haset ve kıskançlık için ilk ne zaman ortaya çıktığıyla ilgili pek çok tahmin olabilir. Fakat haset ilk olarak şeytandan çıkmıştır. Geçmişe inildiğinde yüce Allah Hz. Âdem’i yaratarak tüm meleklerine bir emir vermiştir. Kendisinin yarattığı tüm alemden istemiştir ki Hz. Adem’in önünde secde etsinler. 

Tüm yaratığı melekler secde ederken yalnızca şeytan secde etmeyi reddetmiştir. Bunun nedeni ise hasettir. Çünkü kendisini ateşten yaratmıştır ve topraktan yaratılmış olan Hz. Âdem’in önünde secde etmeyi kendisine reva görmemiştir. Kıskançlığı ise onun adeta sonu olmuştur. Allah’ın kapıları sonsuza kadar ona kapanmıştır ve asla açılmayacaktır. 

Bu yüzden kıskançlık ve haset aslında direkt olarak şeytanın özellikleri arasındadır. Huylarınız arasında bulunması sizin bir noktada şeytana uyuyor olduğunuzu gösterir. Hiçbir Müslüman haset etmemeli, bir başkasının kaderini, maddi veya manevi şartlarını kıskanmamalıdır. 

Kıskançlıktan Kurtulmanın Yolları 

Allah tarafından her canlıya verilen rızık farklıdır. Bu tamamıyla O’nun kararındadır ve hiçbir şekilde başka bir müdahil yoktur. Dolayısıyla sizin kaderinizde olan yaşamı belirleyen tek unsur Allah’ın kendisidir. Kaderinizi beğenmemek, başkasının kaderini kıskanmak, onun yaşadıklarına ya da sahip olduklarına özenerek haset etmek Allah’a karşı gelmektir.

Öncelikle bu hastalıklı duygudan arınmalı, Allah’a yönelmelisiniz. Allah kendisine yönelen tüm kullarının dualarını kabul eder. Aynı zamanda size karşı söz konusu olan bir haset varsa bununla mücadele ederken de Allah’ın izinden asla ayrılmayın. Kıskançlık ve haset şeytanın vesvesesidir. Onun özelliğidir ve ondan çıkmış bir huydur. Haset edene güzellikle yaklaşın ve onun kalbini kırmayın. İkramlarınızla, eğlediğiniz ihsanla onun kalbinin kötülüğünü kurutmaya özen gösterin. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap