Düşük Neden Olur?

Spontan Abortus tanımının karşılığı olarak Türkçe de düşük terimi kullanılır. Tanımın karşılığına baktığımızda ise hamilelik periyodunun 20.haftasına kadar ola..

Spontan Abortus tanımının karşılığı olarak Türkçe de düşük terimi kullanılır.

Tanımın karşılığına baktığımızda ise hamilelik periyodunun 20.haftasına kadar olan süreç baz alınır. Zaten düşük terimi doğumla ilişikli değildir. Aksine düşük doğum terimiyle karıştırılır.

20.haftaya yani ortalama olarak 5 aylığa kadar olan bu dönemde 500 gramdan küçük olan gebelik kayıpları bu isimle adlandırılır. Bazı durumlar ise düşük kapsamında değildir.

Örneğin 5 ayı geçen süreçlerde ya da 500 gramın üzerindeki prematürelerde düşük doğum denir. Bunun genel anlamda ismi ise ölü doğum olarak açıklanır. Düşük yapan kadınlar bunun üzüntüsünü fazlasıyla yaşarlar ve psikolojik olarak kendilerini büyük bir boşluğun içinde hissederler.

Fakat düşük yapma eğilimi tamamıyla kendi kendine gelişen bir komplimandır. Yani bir bakıma gebeliğin kendi kendine son vermesi durumudur. Hiçbir kadının ya da hiçbir doktorun bu konuda net bir yapabilecek eylem bulamaması bundan kaynaklanır.

Bebeğini kaybeden çiftler ise düşük nedenleri hakkında araştırma yaparak kendilerinin bu konuda ne kadar suçlu olduğunu anlamaya çalışır. Ancak bu döllenme sırasında netleşen bir hadisedir ve temel anlamda da yapılacak hiçbir şey yoktur. Ortalamaya bakıldığında %20 oranında düşük doğum riski bulunduğu apaçık ortada olan bir gerçektir.

Düşük Yapmanın Nedenleri?

Düşü yapan kadınlar en çok kendilerini suçlarlar. Mantık çerçevesinde bakıldığında düşük yapmak ya da düşük doğum yapmanın engellenmesi pek mümkün değildir. Henüz hamileliğin ilk haftası itibariyle döllenen yumurta ne kadar gelişebileceğini belli eder. Fakat bunu sentezleyebilmek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak yine de düşük yapmayı etkileyen birçok faktörden bahsetmek mümkün.

Bebeğin Kromozom Bozukluğu

Döllenme sonrasında yavaşça oluşmaya başlayan ve aylar süren bir gelişimin sonucunda embriyo ve fetüs evreleri geride kalır. Fakat bu evrelr için bebeğin kromozom dizilimlerinde hata olmaması gerekmektedir. Annede var olan bir kromozom rahatsızlığının ise bunda etkisi gözlemlenebilir.

Hastalıklar

Anne adayının diyabet ya da hipertansiyon gibi kalıtsal hastalıklarının oluşu ciddi bir düşük riskini 3 ile 5 ay arasında yaşamasına sebep olur. Aynı zamanda çölyak, tiroit rahatsızlıkları, böbrek ve karaciğer problemleri yine düşük riskini arttırmaktadır.

Plasenta Rahatsızlıkları

Plasenta her kadında var olan ve gebelik süresince embriyoyu besleyecek olan organdır. Bu organın temel amacı sıvıyı, kanı ve oksijeni bebeğe iletmektir. Eğer Plasenta problemli bir biçimde geliştiyse ya da hiç gelişmediyse embriyo döneminde çocuk sürekli olarak düşük olacaktır.

Yaş

Kadınların anne olma yaşı düşük konusunu belirleyici bir unsurdur. Normal kabul edilen 18-35 yaş arasında anne olmayı tercih eden bayanlarda %15 ile %20 arasında bir düşük riski bulunur. Bu ortalamaya vurulduğunda her 5-6 gebeliğin birinin düşükle sonuçlanmasıdır. Ancak 35 yaş üstü kadınlarda düşük oranı %20 ile %30 arasına çıkarken, 45 yaş üstü kadınlarda bu oranı %50 civarında seyrederken görüyoruz.

Enfeksiyon

HIV, Vajinozis, Toksoplazma, Kızamıkçık gibi tehlikeli virüslerin oluşturacağı enfeksiyonlar düşük için uygun ortamı yaratacaktır.

Tabi ki düşüğe sebep olan etkenler arasında birçok farklı noktaya değinmek mümkündür.

Hastalıklardan dolayı kullanılan ilaçlar
Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımı
Hormon dengesizliği
Rahim ağzı başta olmak üzere genital bölgede yaşanan yapısal bozukluklar
Obezite
Kalıtımsal hastalıklar
 Düşük Belirtileri
Öncelikle söylememiz gereken bir şey var ki; bu belirtilerin tamamını yaşamanız bile düşük yaptığınız anlamına gelmiyor. Ancak belirtileri gördüyseniz doğrudan doktorunuza başvurmanız sağlıklı bir hamilelik dönemi için önemlidir. Bunlar en çok karşılaşılan özelliklerin derlemesidir

İlk 3 ay dahil olmak üzere, hamileliğin 5-6 ayında çamaşırınızda leke görmek, vajinadan beklenmedik bir kan akışı görmek.
Karın ağrısında ciddi kasılmalar yaşamak, bu kasılmaların belli belirsiz aralıklarla sürekli görülmesi.

Kramp şeklinde belirli noktaya giren ağrılar. Eğer bu kramplar kanama ile aynı dönemlerde oluyorsa risk olarak değerlendirilebilir.
Yüksek ateşe dayalı olarak yatma isteği, bulantı ve halsizlik buna delalet olabilir. Birden fazlasını aynı anda görmeniz doktorunuza başvurmanız gerektiğini gösterir.

Yaşanan bu düşük belirtileri her 5 kadından ikisi için normal karşılanmaktadır.

Tekrar Düşük Yapma Riski Nasıl Tedavi Edilir?

Düşük yapan kadınlardaki en büyük korku tekrar düşük olur mu şeklinedir. Çünkü çocuğun düşmesi bir nevi kendisini suçlaması ile örtüşür. Bu konuda derin bir depresyon dönemi yaşanabilir.

Aynı şekilde aile bireylerinin kesintisiz desteği çok önemlidir. Bir yandan da yeniden gebe kalınırsa neler yaşanabileceği ne gibi önlemler alınacağı konuşulur.

Gebelik boyunca sigara ve alkol kullanımı düşük riskini doğrudan %100 arttırır. Yani iki katına çıkarır. Sigarayı azaltmak çare olmayacaktır. Bu yüzden tamamen bırakmalısınız.

Bir darbe ya da karna uygulanan bir baskı düşük olması için yeterlidir. Dolayısıyla tekrar düşük olunmaması için bu konuya da dikkat edilmelidir.
Düşük yaptıktan sonra tekrar düşük yapma oranı ilkiyle aynıdır. 35 yaşın altındaki anne adaylarında her zaman %15 ile %20 arasındaki düşük riski sabittir.
Tiroit bezlerinizde, böbreklerinizde ve lupus gibi bağışıklığınızı etkileyen rahatsızlıklarınız varsa bunların tedavisi için çaba harcayın. Zira düşük için etken maddeler arasındalar.
Vücudun kan akışını yavaşlatacak, dolayısıyla fetusu bu noktada sorun yaşamakla baş başa bırakacak aktivitelerden uzak durun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap