Atatürk’ü Anlamak

Mustafa Kemal Atatürk, tüm dünyanın saygı duyduğu bir liderdir. Modern, bağımsız ve her yönden güçlü bir ülke için çabalamıştır. Onu Anlamak için okumak gerek.

Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türkiye’de değil dünya çapında birçok insanın hayatını merak ettiği en güçlü olan tarihi isimlerden biridir. 1881 yılında Selanik’te doğmuş babası Ali Rıza Efendi annesi ise Zübeyde hanımdır.

İlkokulu mahalle mektebi ile Şemsi Efendi’de gerçekleştiren Atatürk, Selanik Mülkiye Rüştiyesi ve Selanik Askeri Rüştiyesi ortaokul eğitiminin ardından lise eğitimi Selanik Askeri İdadisinde tamamlamıştır.

Ardından Harp Okulu ve Harp Akademisinde üniversite eğitimini tamamlayarak askerlik hayatına başlamıştır. Askeri okula devam ederken en sevdiği kişi olan matematik öğretmeni ona Kemal adını vermiştir. O andan itibaren ismi Mustafa Kemal olarak anılmaya devam etmiştir.

Atatürk ve Modern Devlet

Mustafa Kemal’in döneminde modern, politik ekonomik ve kültürel anlamda milliyetçi reformlar gerçekleştirmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara Hükümetini kurdu. Cumhuriyet Halk Partisini Halk Fırkası adıyla kurdu. Soyadı kanunu çıkarıldı.  Binlerce okul inşa edildi ve ilköğretim zorunlu hale getirildi. Köylülerin sırtına yüklenen ağır vergiler azaltıldı.

Türk medeni kanunu yürürlüğe girdi. Çok eşlilik yasaklandı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Sanayi teşvik kanunu yürürlülüğe kondu. Türk alfabesi kabul edildi.

Halkı okuryazar kılmak için eğitim seferberlik başlatıldı. Bunun gibi bir sürü yenilikler ve kanunlar çıkarıldı. Atatürk sosyal refahı korumak ve arttırmak için bu çalışmaları yapmaktaydı.

Çocuk Esirgeme Kurumu, Diyanet İşleri Bakanlığı, Türkiye İş Bankası, Halkevleri, Anadolu Ajansı, Orman Çiftliği, Devlet Havayolları, Sümerbank, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Türkiye Şeker Fabrikaları, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi kurumlarda Atatürk tarafından kurulmuştur.

Atatürk Gibi Düşünmek

Atatürk’e özlem duymak onu sevmek ayrı şeylerken Atatürk’ü anlamak çok farklı şeylerdir. Onu anlamak için öncelikle yaşadığı dönemi bilmek, mücadelesini noktasından virgülüne kadar bilmek ve yetim Mustafa’dan Atatürk’e kadar geçen süreci iyi analiz etmek gerekir.

Bunlar göz önünde bulundurulup yapıldığında görülecek ki Mustafa Kemal sadece bir insanın adı değildir. Atatürk aynı zamanda milliyetçilik, tam bağımsızlık, halkçılık anlamına gelmektedir. O an bulunan şartlar ne olursa olsun milletten ve davasından ümidini kesmemek ve gerektiğinde son mermiye kadar savaşmayı düşünmek demektir. 

Atatürk’ün Son Yılları ve Ölümü

Atatürk’ün hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıkmaya başlamıştır. 1938 yılının başlarında Yalova’da bulunduğu dönemde ciddi olarak hastalanmıştır. İyileşme süreci sırasında Ankara yollarına düşmesi mevcut hastalığını daha da ilerletmiştir.

Hasta olmasına rağmen Mersin ve Adana’ya yolculuk yapmıştır. Milli dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. 26 Mayıs’ta Ankara’ya döndükten sonra tedavi istirahat için İstanbul’a gitti. Doktorlar tarafından siroz hastalığı teşhisi kondu.

Temmuz sonlarında Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledilir.  Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. Türk halkı bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. 

Hastalığının ciddiyetinin farkına vararak vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarihi ve Türk Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat çok istediği halde Ankara’ya gidip Cumhuriyetin yıl dönümü törenine katılamadı.

Aynı şekilde 1 Kasım 1938’ de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış töreninde de bulunamadı. Tekrar hastalığının şiddetli hale gelmesi ile birlikte birçok yerde raporları hakkında haberler yapılmaya başlandı. Her Türk’ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu.

Ancak kurtulması için gösterilen çabalar sonuç vermedi. Dolmabahçe Sarayı’nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe Mustafa Kemal Atatürk büyük bir sessizlik içerisinde aramızdan ayrıldı.  

Atatürk’ün vefatı haber ile yalnızca Türk halkı değil bütün dünya yasa büründü.16 Kasım günü Atatürk’ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nda büyük tören salonunda tabutunu yüksek bir platforma yerleştirdiler.  19 Kasım günü cenaze namazı kılındı. Ve ardından cenazesi Ankara’ya getirildi. Ankara halkı da onun cenazesinin önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı.

10 Kasım’dan Bu Güne Ne Değişti?

Her ulusun tarihinde kahramanlar yatar. Bizim tarihimizdeki kahramanların başında Mustafa Kemal Atatürk gelir. Ulu önder Atatürk’ün vefatının gerçekleştiği 10 Kasım Türk milletinin en önemli günlerinden biri olarak bilinir. O gün bir yastır.

1938 yılından bu yana, her 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının hüznünü yaşıyoruz. Bizler her 10 Kasım’ı Atatürk’ü anlamak ve onun benimsediği düşünceleri uygulamakla olur.

10 Kasım Atatürk’ün vefat tarihi değil, tam aksine dünyada eşi benzeri görülmemiş bir Kurtuluş Savaşı’nın destanını yazmış en önemli liderin, öldükten sonra da hafızalara kazındığı gündür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yeni bir devre geçmesinin kanıtıdır.

Her Türk vatandaşının görevi 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak, anlamak ve sonra ki nesillere anlatmaktır. Atatürk çok çalıştı ve yorularak aramızdan ayrıldı. Ancak bizler onun birer evlatları olarak izini sürmeliyiz. Cumhuriyeti sonsuza kadar ayakta tutmak için çaba göstermeliyiz. 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk vefat ettikten sonra bu devleti bizlere emanet etmiştir.

10 Kasım’da Bir Çocuğa Atatürk’ü Anlatmak

Doğumdan başlayarak, çocukluğunu, asker ve Cumhurbaşkanı olarak milletine hizmetlerini, bu gün nerede bulunduğuna kadar hepsini bir masal gibi çocuklara anlatılmalıdır. İlk önce Atatürk’ün başöğretmen olduğu, yazı devrimiyle her çocuğun okuma öğrendiğini, sağlıklı nesiller için spora yönelttiği onca insan göz önünde bulundurularak her birey spora yönlendirilmelidir.

En azından Atatürk’ü farklı yönleriyle tanıması için çaba gösterilmelidir. Her çocuğun ülkesini kimin kurtardığını küçükken idrak ermesi ve tamamen öğrenmesi gerekmektedir.

Türk milletinin en önemli isimlerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk anılacak ve hareketleri örnek alınacak yegâne insanlardan biridir. Bu nedenle hem okullarda hem de günlük yaşantımız içerisinde oldukça bahsedilen ve sevilen bir isimdir.

İlkelerini ve yaptıklarını öğretmek her ebeveynin görevlerinden biri olmalıdır. Bu nedenle tüm dünya üzerinde kendi adına yapılmış heykelleri ve anıtları bulunmaktadır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap