Astım Nedir? Neden Olur? Kimlerde Görülür? Tanısı ve Tedavisi

Astım, ailevi rahatsızlıklar veya dış etkenler nedeni ile olur. Her yaşta gurupta görülür, tanısı erken konursa tedavisi de o denli başarılı olur.

Astım, solunum yolunun çevresel faktörlere son derece duyarlı olmasıdır. Hava yolu ve hava yolunu kaplayan mukoza zarının şişmesidir. Bu şişme bazen hava akışını engeller ve solunum sıkıntısına neden olur. Tekrarlayan öksürük ve hırıltı ile karakterizedir.

Hem büyük hem de küçük hava yolları astım hastası olabilir. Kapalı bir ortamda yaşamak ve ev içi alerjenlere (ev tozu ve akarlar gibi) maruz kalma, artan hastalık sıklığının sorumlusu olarak görülmektedir.

Ayrıca alerjik astımda ele alacak olursak özellikle bahar aylarında kadınlarda daha sık görülür. Alerjik astıma genellikle alerjik rinit eşlik eder. Alerjik astım, alerjik faktörlere bağlı olarak gelişen bir astımdır.

Astım Ne Sıklıkla Görülür?

Dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunmaktadır. Çin’de çocukluk çağı astımı prevalansının% 8-18 olduğu bulunmuştur. Herhangi bir yaşta, genellikle çocukluktan itibaren ortaya çıkabilir ve 5 yaşından önce% 80’ini oluşturur. 

Astım gelişiminde genetik ve çevresel faktörler rol oynar. Hastaların şikâyetleri sigara dumanı, hava kirliliği, soğuk hava, egzersiz, enfeksiyon gibi tetikleyiciler veya ev tozu akarları, hayvan kılı, polen, küf, hamamböceği, gıda ve ilaç gibi hassas alerjenlerine maruz kalmaktan kaynaklanmaktadır.

Bu durum klinik olarak öksürük, nefes darlığı ve hırıltı şeklinde kendini gösterir. Bu hastalık durumlarının kötüleşmesine astım krizi denir. Ailede alerjisi veya alerjik hastalığı olan çocukların astım geliştirme olasılığı daha yüksektir. Çocukluk çağı astımı genellikle alerjilerle yakından ilgilidir ve buna alerjik astım denir.

Astım Tehlikeli Bir Hastalık Mıdır?

Akciğerlerde kalıcı hasara neden olabilen önemli bir sağlık sorunudur. Astımın güçsüzlük, stres, anksiyete, depresyon, öğrenme sorunları, zatürre, solunum yetmezliği veya akciğerlerin kısmi çökmesi gibi komplikasyonları olabilir. Nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürük semptomları ile seyreden astım, düzenli takip ve yaşam tarzı ayarlamalarıyla kontrol edilebilir.

Ancak tedavi edilmeyen astım, benzer semptomlarla ancak daha tehlikeli bir solunum yolu hastalığı olan KOAH’a dönüşebilir. Astım tedavisine başlamadan önce kan testleri ve akciğer röntgenleri ile gerekli solunum fonksiyonu ve alerjik reaksiyon testleri gereklidir.

Astımın boyutunu belirlemek ve tedaviyi belirlemek için muayeneyi hastanın tıbbi geçmişiyle birleştirilmelidir. Astım tanısı almış ve hiç tedavi görmemiş hemen hemen tüm hastaların hastalıkları yıllar içinde gelişerek KOAH’a dönüşmektedir.

Aksine astım tanısı alan ve gerekli tedaviyi alan hemen hemen tüm hastalar KOAH’ sız normal insanlar gibi yaşayabilirler. İlerlemiş KOAH hastalarının oksijen tedavisine devam etmesi gerekir ve minimum eforla bile nefes darlığı yaşayabilir. KOAH’da onarılamaz akciğer ve bronş hasarını önlemek için tedaviler kullanılabilir. KOAH hastalarının bulaşıcı hastalıkları önlemek için önlemler alması önemlidir. 

Astım Kimlerde Görülür?

Astım, özellikle çocukluk ve belirli meslek grupları olmak üzere her yaştan insanı etkiler. Kesin bir tedavisi olmadığı düşünülse de bu ilaçla kontrol edilebilen bir sağlık sorunudur. Genetik yatkınlık, atopik (alerjik) yapı, aşırı hava yolu hassasiyeti, çocuklukta erkek, gelecekte kadın ve obezite kişisel risk faktörleridir.

Alerjenlere (ev tozu akarları gibi), evcil hayvanlara (kediler, köpekler, polen ve küf gibi), hava yolu ve bağırsak florasının bazı bakteriyel enfeksiyonlarına, özellikle aktif ve pasif viral ajanlara, mesleki alerjilere maruz kalma, sigara içimi, iç ve dış hava kirliliği ve beslenme çevresel risk faktörleridir.

Bu risk faktörleri astım gelişmesine ve astım hastalarında rahatsızlık gelişmesine neden olabilir. Ayrıca çevresel faktörler ve genetik faktörler astımın gelişmesinde rol oynar. Bu faktörler hastalık veya astım ataklarının ortaya çıkmasına neden olur.

Astım her yaşta ortaya çıkabilse de vakaların % 30’u yaşamın ilk yılında ortaya çıkar. Tüm alerjik hastalıklar gibi astım insidansı da son yıllarda artmıştır. Ailede astımı olan kişilerin bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. 

Astım olan anne ve babalar daha yüksek risk altındadır. Öte yandan  mevsimsel değişiklikler özellikle soğuk havalarda astım ataklarına neden olabilir. Bazı kimyasallar solunum yolunu tahriş eder. Belirli maddeler vücutta kimyasal reaksiyonlara neden olur. Kömür ve tebeşir tozu, sigara dumanı, hava kirliliği ve parfüm spreyi gibi kokular astımı tetikleyebilir. Özellikle sigara ve dumandan uzak tutulmalıdır.

Astım  Neden Olur?

Kalıtım (genetik yapı, kalıtım) cinsiyet ve obezite gibi bireye ve ailesine ait olan faktörlerdir. Ebeveynlerden birinde astım varsa çocuğun astım olma olasılığı 1/3, her iki ebeveynde de astım varsa çocuğun astım olma olasılığı 2 /3’e çıkacaktır. Obez bireylerde hava yolu fonksiyonunu etkileyebilecek ve astım olasılığını artırabilecek hormon benzeri bazı maddeler olduğu gösterilmiştir.

Erkekler, çocukluk çağı astımı için bir risk faktörüdür. Ergenlikten önce erkeklerde astım görülme sıklığı kızlara göre iki kat daha fazladır. Ancak çocuklar yaşlandıkça cinsiyet farklılıkları azalır ve yetişkin yaş grubundaki kadınlarda astım daha sık görülür.

Astımın oluşmasında ev tozu, polen, küf mantarları, akciğerlere tekrarlayan enjeksiyonlar, iş uyarıcıları, sigara dumanı, ilaçlar, iç ve dış hava kirliliği ve beslenme gibi havadan kaynaklanan alerjenlere ek olarak. Astım, tarım ve tarım, boyama (sprey boyama dâhil), temizlik ve plastik imalatı gibi sektörlerde yaygındır. Mesleki astım, marufiyet başladıktan aylar veya yıllar sonra ortaya çıkar.

Özellikle alerjisi olan kişilerde ve sigara içenlerde ortaya çıkma riski daha fazladır. Hamilelikte sigara içen annelerin bebeklerinde ilk yıl hırıltılı solunum riski 4 kat daha fazladır. Kirli bölgelerde büyüyen çocukların akciğer fonksiyonlarının azaldığı bilinmektedir. Bununla birlikte, hava kirliliğinin çocuklarda ve yetişkinlerde astım gelişimini doğrudan artırdığına dair kesin bir kanıt yoktur.

Birinci derece akrabada astım hastalığının bulunması, atopik dermatit veya alerjik rinit gibi başka bir alerjik durumunuz varsa, obezite denilecek boyutta kilo probleminiz varsa, sigara içmek veya insanların sigara içtiği yerlerde bulunması gibi durumlar bu hastalığı tetikler.

Aynı zamanda egzoz dumanlarına veya diğer kirlilik türlerine maruz kalma, tarım, kuaförlük ve endüstride kullanılan kimyasal tetikleyicilere maruz kalma durumlarında astım hastalığına yakalanma risk faktörünüz daha yüksektir.

Ayrıca ülkemizde her 100 yetişkinden 7’sini ve 100 çocuktan 15’ini etkileyen astım, genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesinin sonucudur. Kısaca özetleyecek olursak ailesinde astım öyküsü olan kişilerde astım olasılığı daha yüksektir. Çocuklarda ve bebeklerde yetişkinlere göre daha olasıdır.

Çocuklarda ve bebeklerde astım gözlemlenmesi annenin alışkanlıklarına bağlıdır. Hamilelik sırasında sigara içmek, bir çocuk veya bebek sigaraya maruz kalırsa kişinin astım gelişme olasılığını artırır. Astım, tüm yaş gruplarını etkileyen bir hastalıktır.

Astım Hastalarının Şikâyetleri Nelerdir?

Astımın en önemli bulgularından biri nefes almada güçlüktür. Alerjik bir vücut nefes almakta ve vermekte güçlük çeker. Özellikle nefes verirken hırıltı ve hırıltılı solunum görülür.

Yaygın olmakla birlikte diğer solunum yolu hastalıklarında da hırıltı görülebilir. Bu nedenle, yalnızca belirli bir astım semptomu olmayabilir, aynı zamanda bir uzman tarafından kontrol edilmelidir. Astımda en sık görülen semptomlardan biri öksürüktür.

Astım geç dönemlerinde hastalarda morluklar da oluşabilir. Diğer semptomlardan biri de kaburgaların belirgin olmasıdır. Bu durumda muayene için bir uzmana danışmak gerekir. Özetle astım hastaları genellikle ataklar arasında daha rahattır.

Astım durumunda bronşiyal ödem ve artan sekresyon oluşmaktadır. Bu öksürüğe, nefes darlığına ve göğüs ağrısına neden olabilir. Akşamları veya sabahları şikâyetler ciddileşebilir. Semptomlar kendiliğinden düzelebilir veya hastanede kalmayı gerektirecek kadar şiddetli olabilir. Öksürük genellikle kurudur ve balgam yoktur. Ararken ve dışarı çıkarken uğultu duyabilirsiniz.

Astım Tanısı Nasıl Konulur?

Astım bugün kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. Bunun için bir uzmana danışmanız yeterlidir. Hastanın ana şikâyetinin yanı sıra hastalığın tanısını doğrulamak için bazı tetkik ve muayenelerin yapılması gerekir.

İlk olarak, akciğerlerin emebileceği hava miktarını kontrol etmek için bir nefes testi yapılmalıdır. Ek olarak, akciğer zarının fotoğrafı çekilir. Alerjik reaksiyondan şüpheleniliyorsa kan ve deri testleri yapılmalıdır. Ayırmak mümkün değilse gerekirse balgam ve ter testleri yapın, gerekirse akciğer membran testleri yapılmaktadır.

Ancak günümüzde astımı teşhis etmek için kullanılan en önemli test solunum fonksiyon testidir. Hastalığın teşhisi ve ciddiyeti, bir solunum ölçümü (ilaçlı veya ilaçsız) yapmak için bir solunum fonksiyonu ölçüm cihazı kullanılarak belirlenebilir. Günlük ekspiratuar hız ölçümlerini ölçmek için basit taşınabilir cihazlar (PEF ölçerler) kullanarak uzun süreli izleme ve değerlendirme de tanı koymaya yardımcı olabilir.

Mesleki astımı teşhis etmek için PEF ölçer kullanılabilir. PEF ölçer, solunum hızını izlemek, ilaçların yeterliliğini izlemek ve astımın seyrini izlemek için kullanılabilir. Ayrıca gerekirse, astım semptomlarına neden olan alerjen tetikleyicilerin belirlenmesine yardımcı olmak için alerjik bir cilt testi yapılabilir. Basit ve hızlı uygulanabilen bir cilt testinin doğru şekilde yapılması ve değerlendirilmesi çok önemlidir; aksi takdirde yanlış yöne gidebilir.

Astım Tedavisi Mümkün Müdür?

Astım erken dönemde yani akciğerlerde kalıcı hasara yol açmadan kolayca kontrol edilebilen bir hastalıktır. Astımın tedavisi olmamasına rağmen, astım ataklarını azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik tedaviler vardır. Bu tür tedaviler kişinin yaşına, tedaviye yanıtına ve astımın şiddetine bağlı olarak değişebilir. Doktor, hastayı astım tetikleyicileri hakkında bilgilendirecektir. Astım ilaçla tedavi edilir.

Bronkodilatörler bronşları büyütmek için kullanılsa da amacı antiinflamatuar ilaçların ataklarının sayısını azaltmaktır. Dirençli durumlarda biyolojik ajanlar kullanılabilir. Astım ilacının doktorun belirleyeceği dozaj ve sürede kullanılması son derece önemlidir.

Solunan ilaçların kullanımı sırasında nefesinizi tutmanız ve bir süre tutmanız gerekir. Yeniden kullanmadan önce akciğerlerdeki hava tamamen çıkarılmalıdır.  Astım ilaçlarının çoğu inhalasyon yoluyla kullanılır.

İlaç doğrudan etkilenen bölgeye, solunum sistemine girer. Bu nedenle çok küçük dozlarda bile yan etkiler en aza indirilir ve yan etkiler en aza indirilir ve astım tedavisi için kullanılan ilaçlar iki türe ayrılır: kontrol ve hafifletici  ilaçlar. Kontrol ilaçları, antiinflamatuar etkileri nedeniyle her gün uzun süre astımı kontrol altına almak için kullanılan ilaçlardır.

Rahatlatıcılar ise hava yolu daralmasını tersine çevirmek ve rahatsızlığı gidermek için hızlı hareket eden ve gerektiğinde kullanılan ilaçlardır. Kontrol ilaçlarının düzenli ve sürekli kullanımına dayanır. Hastada herhangi bir rahatsızlık olmasa bile, ilaç sadece rahatsızlık olduğunda ve rahatsızlık olmadığında verilir. Bunun ışığında tedavinin yeniden değerlendirilmesi gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap