Allah Korkusu Ne Demek? Allah’tan En Fazla Korkan Kişiler Kimlerdir?

Allah tüm evrenin, yaşamın, doğanın ve görüp göremediğimiz her şeyin yaratıcısı ve yöneticisidir. İslam’a göre Allah’ın ol demesi bir şeyin olması için yeterlidir ve o her şeyi bilendir. Hepimiz bir gün dünyadaki hayatımızı sonlandırdıktan sonra imtihan dünyasından ahiret yaşamına geçiş yapacağız. Bu aşamada ise Allah korkusu belki de burada mükâfat ya da cezamızı belirleyecek temel kriterlerden birisi olacak. Tabii ki bu noktada insanların aklına takılan en önemli konu bağışlayıcı, merhametli, güçlü ve ulu olan Allah’tan neden korkmamız gerektiğidir. Allah korkusu ne demek? Hangi kişiler daha çok Rabbinden korkar? Neden yaradan Rabbimizden korkmalıyız? Sık sorulan soruları sizler için derledik. 

Salih ameline yönelmiş, manevi olarak kirlenmemiş ve dünyevi zevklere aldanmayarak ahiret yaşamını önemsemiş bir kişinin Allah’tan korkmasına gerek var mıdır? Bu tarz soruların asıl amacı sevilmeye layık, bizlerin yaratıcısı olan Allah’ı sevmek yerine ondan korkmak neden gereklidir minvalindedir. Fakat Allah’a şirk koşan ve insanoğlunu Allah’a karşı doldurmayı görev edinmiş şeytan kadar insanoğlunun doymayan bir nefsi olduğunu da unutmamak gerekir.

Nefsimizi köreltmek, nefse yenik düşerek Allah’a aykırı bir kul olmamak, şeytana uymak gibi pek çok durum Müslüman kulların en korktuğu şeyler arasındadır. Aslında bu korku Allah korkusunun ta kendisidir. Ki bize merhamet eden Allah’tan korkmak kötü bir anlam ifade etmez. Aksine ahiret inancımızın güçlü oluşunu ve ahirete yönelik yaşadığımız hayatı sembolize eder.

Allah Korkusu Nedir?

Sevilmeyi en çok hak eden Allah’tan korkmak aslında Kuran-ı Kerim’de de geçtiği gibi ulu yaratıcının isteklerinden birisidir. Zira ancak Allah’tan korkan kullar nefislerini terbiye edebilir ve dünyanın yanıltıcı heveslerine kapılmadan ahireti için yaşayabilir. Bu korku aynı zamanda kişinin öz benliğiyle ilgili bir korkudur. Ali İmran, Maide’de geçtiği gibi Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz şeklinde müjdelenmiş ayete rastlayabilirsiniz. 

Kötülük yapan, hak yiyen, Allah’ın buyruklarına uymayan, Allah’a şirk koşan ya da inkâr eden tüm kimseler Allah korkusundan muaf olmalarından dolayı bu manevi kirlenmişliğin tam ortasına düşmüş durumdalar. Bir Müslüman içinse bu durum kabul edilemez. Onun kudretine, gücüne ve sevgisine layık olabilmek için en temel duygularınızdan birisi sevgi iken aynı zamanda bir diğeri korku olmak zorundadır. 

Allah’tan Neden Korkmalıyız? Kimler Rabbinden Çok Korkar?

Allah açıkça kullarına bazı günahlardan arınmış olmanın önemini aktarmıştır. Yalan bunların en başında gelenler arasındadır. Hucurat 12’de geçen “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölen bir kardeşinin etini yemekten hoşnut olur ki? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” ayet ile bunu net bir biçimde görebiliyoruz. 

Ayrıca Buhari’den de ‘Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı günaha götürür. Günah da Cehenneme sürükler.’ kısmını ahiret inancı olan her Müslüman’ın baz alması gerektiğini hatırlatmak gerek. Kuran-ı Kerim’in buyruklarına uyan, Allah’ın istediği gibi bir kul olanların dahi Allah’tan korkmaları onun gücünü ve kudretini bildiklerini gösterir. Yaşamımız ve hatta canlı ve cansız tüm bu âlemler Allah’ın tek bir sözüyle tükenebilecek niteliktedir. 

Her şeye gücü yeten ve her şeyi yapabilen Allah kullarından temiz kalpli olmalarını, kul hakkı yememeleri gerektiğini, şeytana uymamalarını ve helal rızkın önemini her zaman vurgulamıştır. Sadece Allah’tan korkmak bile insanları doğru yola sevk edecek, iyi ahlak yapısına sahip olmalarını sağlayacak ve doğru bir hayat yaşamalarına ön ayak olacaktır. Bu yüzden sevgiyi hak eden, bağlılığı ve sadakati sonsuza kadar sürdüreceğimiz Allah’tan korkmak da bir beis yoktur. Bunu Hücurat 13.ayetinde ‘’İçinizde en onurlu olanınız, Yaradan Mevla’nızdan en çok korkanınızdır.’’ şeklinde buyurmuştur.