.
.

İğrenç Şakalar

.
.

İğrenç Şakalar Espriler, içerisinde ince anlamlar barındıran ve zekâ ürünü olan sözler olarak bilinmektedir. Bazen güldürmeye bazen de düşünmeye sevk eden espriler oldukça fazladır. Fakat bunlar dile getirilirken çok eğlenildiği yadsınamaz bir gerçektir. Birçok türde espri ya da şaka sözleri ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle de nasıl bir söylem gerçekleştirileceği önem arz etmektedir. Hem ortama hem de espri yapılan kişiye bağlı olarak nasıl bir paylaşım yapılacağına dikkat edilmelidir. Mesela en çok sevdiğimiz ve bizi anlayacak olan kişilere espri yapmak çok daha eğlenceli olmaktadır. Hatta bu kişilere karşı bazen iğrenç şakalar yapılabilmektedir. İlk yapıldığı anda sinir bozucu olabilir. Fakat yine de gülümsemelere sebep olacaktır.

Komik sözler sarf etmek isteyenlerin en çok başvurduğu sözler arasında bu tarzlar yer almaktadır. Hem karşısındakini sinirlendirmek hem de bazı durumlarda surat ifadelerini görmek için bu tarz şakalar yapılabilmektedir. Burada adından da anlaşıldığı üzere bu tarz şakalar ile hem sinir bozmak hem de gülümsetmek an meselesi olacaktır. Unutulmamalıdır ki; iğrenç şakaların dozu iyi ayarlanmalıdır.

İğrenç Şakalar
İğrenç Şakalar

İğrenç Şakalar

  • Yarasa güzel hayvan ama yaramıyor.
  • Çekirgeyi salıverdim çarşamba geri aldım.
  • Bir saattir Mustafa Ceceli es dinliyorum yine esmiyor.
  • İnternet bağımlısı olduğumu söylüyorlar, çokta Wi-Fi.
  • – Hakim bey en sevdiğiniz mevsim hangisi? + Yaz kızım.
  • Arkadaşlarla Starbucks’a gidecektik, bakmadı gidemedik.
  • – Sözlüme neden 50 verdiniz hocam? + Sözlün kim evladım?
  • Ders çalışırken müzik dinleyemiyorum, ders dikkatimi dağıtıyor.

Bayram tatilinde sabahlara kadar çılgınlar gibi evde oturacağım.

İki kişilik tatil kazansam tatile iki kere giderim anlatabiliyor muyum?

– Abi bizim iki çay vardı. + Çaylar benden olsun, wifi nin parasını verin!

Kanka sen yazılım mühendisisin anlarsın, şu kız bana mı yazıyor ne dersin?

.

+Böyle dans etmeyi nerden öğrendin? -Sensörlü lambayı yakmaya çalışırken.

+ Kanka sen meteoroloji okudun dimi? – Evet +Baksana şu kızın havası kime?

Bugün bütün sevişme ihtimallerimi bir kenara atıp içlik giydim. Çok soğuk ya.

– Benim neden kardeşim yok baba? + Seni görünce ikincisine cesaret edemedik.

– Dürüm yiyelim mi? + Ismarlarsan yiyelim, bu aralar dürümüm müsait değil de.

Sinirlenince telefonu yavaşça yere bırakıp kendimi son sürat duvara fırlatıyorum.

Az önce mutfağa gidip buzdolabını açtım ama yine o mucize yiyeceği bulamadım.

.

– Pardon lafınız bölüyorum. + Tabi buyrun? – Yok ben sadece lafınızı bölmek istemiştim.

Ukrayna’da iç savaş var. Suriyeli mültecileri getiriyorsanız onları da getirin. İnsanlık ölmedi.

– Bu işler öyle telefonda olmaz, yüz yüze görüşelim. + Tamam o zaman görüntülü arıyorum.

– Aşkım bu gece sakın uyuma. +Neden aşkım? – Davulcuya söyledim bizim şarkımızı çalacak.

Sırf köpek korkmasın diye yolun karşısına geçip yürüyen biriyim. Benden kimseye zarar gelmez.

Annem bıçağın ucuna avokado takıp babama uzatıyo, elit miyiz köylü müyüz çözemedim arkadaş.

-13 saniyedir cevap vermiyorsun, ne oldu birisimi var hayatında? + He 13 saniyede evlendim amk.

.

Facebook hesabın var, niye durum güncellemiyorsun dedim. Abi durumum yok dedi, sarıldık ağlaştık.

Su içene yılan bile dokunmaz, o yüzden yılan yerseniz yanında su için. Ben susuz yedim de dokundu biraz.

Telefonu şarja koydum %100 beklerken bide baktım ki %7. Evladını kartal kapmış Fatma Girik gibiyim şu an.

Adamın boyu 1.45 gırtlağıma kadar borcum var diyor. Al şu 20 Tl’ yi git öde borcunu. Dert ettigi şeye bak amk.

Göz doktoru: – Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Hasta: – Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da.

Hastaneye gittim filmimi çektiler, doktora hangi kanalda oynayacak diye sordum. Allahtan hızlı koşuyorum.

Kebapçıya abi urfayla adana arasında ne fark var dedim. 300 kilometre dedi. Sustum, lahmacun söyledim yiyorum.

.

– Sevgilim ne içersin? +White chocolate mocha – O zor yapılıyordur insanları uğraştırma, iki çay içip siktir olup gidelim.

– Aşkım kusura bakma cevap veremedim şarjım azdı. + Bugün şarjı azanın yarın kendisi azar şerefsiz sapık her şey bitti.

+Olmadı bir sigara yakar mutluluklar dileriz. -Abi Parliament 14 TL  olmuş. +O zaman sadece mutluluklar dileriz.

Masaya gelip, “tazeliyim mi ?” diye soran garsona; “öncekiler bayat mıydı ?” dedim, yeter abi sen daha içme dediler.

Geçen yeni bir ayakkabı aldım. Ayakkabıcı “ilk bir hafta sıkabilir” dedi. Bende ayakkabıyı ilk hafta giymedim, kafa zehir.

+Aşkım ben süt bazlı karamel soslu extra buzlu çikolata parçacıklı frappuccino latte söylüyorum, sen ne diyorsun? – Amin

“Çırak Aranıyor” yazan berbere girip; “Sizin çırak nasıl biriydi? Tarif edin ben de arayayım” dedim. Fön makinasıyla kovaladı.

.

– Yabancı diliniz var mı? + Bir tane dilim var onu da doğduğumdan beri tanıyorum, yabancı değil. – Tamam, biz sizi ararız.

Eğer saçınız dökülmeye başladıysa dökülen yerlere sarımsak sürün dediler, hemen yastığıma sürdüm, çoğu oraya dökülmüştü.

Sokakta öpüşen çifte “sizde hiç edep yok mu?” dedim, yok dediler. Ben de tamam dedim döndüm. Dürüst insanları severim.

– Kanka akşama görüşelim mi? + Görüşelim de kanka ne yapacağız? – Bir yerlerde otururuz herkes telefonuyla ilgilenir falan.

Düğünden önce kızların toplanıp “gerizekalı bok mu vardı bu yaşta evleniyosun” diye gelini kınadıkları geceye kına gecesi denir.

Markete gidip “bana bir çakmak lazım” dedim, adam arkaya geç geliyorum dedi. Bekliyorum şu an, çakmağı bulamadı sanırım.

Otobüste mesajlaşırken yazdıklarımı okumaya çalışan teyzeye ön kamerayı açtım neye uğradığını şaşırdı bismillah diye çığlık attı.

.

Az önce minibüsteydim. Arkadan bir kadın şu parayı alır mısınız dedi. Aldım parayı cebime koydum, ne kadar iyi insanlar var bu dünyada.

Az önce odama 4 sivrisinek geldi, “hayırdır?” dedim, kan davası için geldik dediler. Dün gece öldürdüğüm sinek aşiret sineğiymiş.

Mağazaya girince dibimden ayrılmayan mağaza elemanını çıkışta evine kadar takip ettim. Nasıl bir gerilim olduğunu anlamıştır umarım.

Bugün parkta otururken, birbirine aşkilotum, kocişkom, şikilopum diye hitap eden bir çiftle karşılaştım. Yalnızlık daha mı iyi acaba?

Hemşire “kan değeriniz düşük” deyince utanıp başım önde odadan çıktım. Fakirlik damarlarıma işlemiş resmen! Kanımda bile değer yok.

Otobüste yaşlı teyzeye yer verdim, ne gerek var evladım dedi,senin günlerin sayılı teyze otur dedim. Ağlayarak oturdu, çok duygulandı galiba.

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap