Günlük Ne Kadar Şeker Alınmalı

Meyve suları ve kolalı içecekler, nişastalı ürünler, paketlenmiş halde piyasaya sürülen atıştırmalıklar, un ve unlu mamuller ile tatlı ve türevleri toplumumuzd..

Meyve suları ve kolalı içecekler, nişastalı ürünler, paketlenmiş halde piyasaya sürülen atıştırmalıklar, un ve unlu mamuller ile tatlı ve türevleri toplumumuzda sıkça tüketilen besinler olup bu ürünlerin içeriğinde bulunan yüksek orandaki şeker insan sağlığında ciddi sorunlar yaratmaktadır.

Bu tip besin maddeleri sayesinde dolaylı olarak fazla tükettiğimiz şeker başta obezite olmak üzere 2.tip diyabet, kalp hastalıkları ve benzeri birçok hastalığa davetiye çıkarmakta, sağlığımızı tehdit eden diğer hastalıklara da temel oluşturmaktadır.

Amerikan Kalp Derneğince yapılan bir takım bilimsel çalışmamalarda, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu ve normal bir birey tarafından alınması gereken şeker miktarı erkekler için 35 gram (yaklaşık 150 kalori), bayanlar için ise 20 gram (100 kalori) olarak hesaplanmıştır.

Yani bunu örnekleyecek olursak insan vücudunun günlük şeker ihtiyacı 1 kutu kolanın içeresinde bulunan şeker miktarından çok daha az.

Birçok birey tükettiği bu ürünlerin içindeki şekerden bir haber olup “iyide ben zaten çok şeker tüketmiyorum ki” demekten birlikte işin aslının hiç de öyle olmadığı anlaşılmaktadır.

Çünkü gün içinde tüketilen sebzeler, meyveler ve şeker ilave edilmemiş ürünler bile bu miktarı karşılamakta son derece yeterli.

Bu ürünlerin tüketimine müteakiben bildiğimiz şeker formunda aldığımız her şeker gereksiz bir şeker fazlalığı anlamına gelmekte. Yani doğal olarak aldığımız şekerler bize zaten yeterli gelmekte olup sonradan eklenen ürünlerle aldığımız şekere hiç de ihtiyacımız yok.

Şeker Fazlalığı Sağlımızı Nasıl Etkiliyor

Buradaki en büyük handikap, dolaylı yoldan aldığımız şekerler yüzünden gün içinde farkında olmadan bünyemize aldığımız şeker miktarıdır. Birey olarak şeker konusunda hassa olmak istesek bile ancak ve ancak tatlı, çikolata, bisküvi ve benzeri ürünlere karşı dikkat eğilimi gösteriyor, doğal olarak kendi yapısında şeker bulunan ürünlerin hesabını yapmıyor yâda yapamıyoruz.

Örneğin bir bardak taze meyve suyu günlük şeker ihtiyacımızın % 60 nı karşılıyor. Ki eğer meyve suyu dışarıda hazır olarak satılanlardan ise durum çok daha vahim. Örneğin piyasada bulunan popüler bir şekerli limonata günlük ihtiyacımızın neredeyse 2 katı kadar şeker içermekte.

Pek çok insanın aklına gelen şekersiz ve tatlandırıcı yolu ile tatlandırılan içeceklerde belki şeker alımını azaltmakta ancak bunlarda tatlandırıcılar sayesinde bir hastalığa davetiye çıkarmakta. Bu tip diyet ürünlerde kullanılan tatlandırıcıların en popüler olanı aspartam olup, aspartamın insan vücudunda yarattığı bazı olumsuz etkiler beyin tümörü, doğum bozuklukları, diyabet, kişilik bozuklukları, epilepsi gibi ciddi ve tehlikeli yan etkiler göstermekte.

Bu anlatılan yan etkiler elbette bir şişe kola içmekle olmuyor. Ama hayatımız boyunca bu tip ürünleri sık kullanır hale geldiysek belirli bir periyodun sonunda kronik etkileri baş göstermeye başlıyor. Ayrıca bu tip tatlandırıcılara ne kadar dikkat etmeye çalışsak da kaçmamız neredeyse imkânsız. Zira yaklaşık 6000 civarında sentetik tatlandırıcı en çok tükettiğimiz ürünlerin içinde yeterince mevcut.

Bu bilgilerin ışığı altında fazla şekerin bedenimizde yarattığı başlıca etkileri incelemekte fayda var. Uzun süreli olarak fazla miktarda yapılan şeker tüketimleri sonrasında öncelikle karaciğer etrafında yağlanmalar başlıyor. Alkolde karaciğer yağlanmasına neden olan maddelerden biri olup unutulmamalıdır ki alkolün kökeninde de şeker var.

Devam eden fazla şeker tüketimi tip 2 diyabet içinde zemin hazırlıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar günlük 150 kaloriden fazla yapılan şeker alımlarının tip 2 diyabet riskini önemli ölçüde artırdığını göstermekte. Yine diyabet bağlamında gelişen kalp hastalıklarından ölüm oranı, toplam diyabet nedeniyle oluşan ölümlerin üçte ikisi kadardır. Yine aşırı şeker tüketen insanlar arasında yapılan bilimsel bir çalışmada, depresyon yaşanma oranının % 40 oranında daha fazla olduğu görülmüştür.

Peki, Şeker Tüketimini Nasıl Kontrol Altına Alırız?

Öncelikle gözle görülen şeker tüketimini azaltarak işe başlamalıyız. Kek, kurabiye, çikolata tüketimlerini minimuma indirmemiz gerekli. Bir sonraki aşamada dışarıdan aldığımız ürünlerin etiketlerine iyice bakarak içeresinde fruktoz, mısır şurubu, pirinç şurubu, hurma şurubu, maltoz, sakaroz, glukoz gibi ifadeler bulunan ürünlerden uzak durmalı, bu ürünleri mümkünse hiç, değilse az miktarda tüketmeliyiz.

Fast food alışkanlıklarımız var ise yine bunları da azaltmamız gerekecek. Zira 1 adet hamburgerde 7 gram kadar şeker mevcut.

Yine bal reçel gibi kahvaltılıklarda bol miktarda şeker ve türevleri mevcut olup bunların yerine kahvaltıda meyve tüketmeyi tercih etmeliyiz.

Şekerin rengi kalitesini yâda sağlıklı olup olmadığını belirlemez, etkilemez.

Dikkat! Tuzlu yiyecekler bile şeker içermektedir. 1 dilim ekmekte 3 gram, 1 adet simitte 4 gram şeker vardır.

Meyve ve sebze tüketimimize bile dikkat etmeli yüksek şeker oranı ihtiva eden meyve ve sebzeler yerine çilek, yabanmersini, lahana, brokoli gibi ürünler yemeliyiz.

Şeker tüketimini düşürmenin bir yolu da öğün atlamadan yemek yemeliyiz.

Sonuç olarak alıştığımız şeker miktarını ani olarak hayatımızdan çıkarmak oldukça güç. Ancak zamana yayarak bazı gıdalardan vazgeçip bazılarının yerine benzer başka gıdalar tüketerek fazla şekerin üstesinden gelmek mümkün.

Şekeri azalttıkça görülecektir ki zamanında iştahla yenilip içilen ürünler aslında hiç de o kadar lezzetli değillermiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.


Giriş Yap